CHP’li Özgür Özel önceki gün bas bas bağırıyordu: “Saray rejiminin sonu geliyor. Görevini devlet memuru gibi yapan devlet memurları, hangi ülkeye hizmet ettiğini bilen çok değerli bürokratlar hiç korkmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelir, saat gibi işlemeye başlar. O saatin en kıymetli çarkları da siz olursunuz. Eğer ki koltuğunuza liyakatla oturdunuz, devletinize sadakatla çalışıyorsanız.”
Öyle bir açıklama ki...
Tehdit var...
Kolpa var...
Darbe iması var.
Bazı CHP’liler, fıkradaki “poker oynayan köpeğe” benziyor.
Ellerine “iyi kâğıt” gelince kuyruk sallıyorlar.
Bir diğer ifadeyle ağızlarını tutmayı başaramıyorlar.
Gezi, 17-25 Aralık girişimi, MİT TIR’ları saldırısı ve 15 Temmuz’dan önce çıkıp konuşmuş, “olacakları” müjdelemişlerdi.
Saray rejiminin sonu geliyormuş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti saat gibi işlemeye başlayacakmış...
Hadi oradan!
Kuyruk sallıyorsun.
Kulağına ne fısıldamışsa onu haber veriyorsun.
Hadi daha açık konuşalım, FETÖ’cülerin “sufle” ettiği yeni darbeyi “müjdeliyorsun...”
Ne diyordu Umut Oran’ınız? “Erdoğan altın dolu bir helikopterle Malezya’ya kaçacak.”
Bu “bilgi”yi de (!) FETÖ’den almıştınız.
Çünkü işiniz, “tape ve illegal kayıt” üzerinden siyaset yapmaktı.
Peki, olur mu?
FETÖ yeni bir darbeye kalkışır mı?
Ben burada, Genelkurmay eski İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkın Pekin gibi düşünüyorum:
FETÖ pes etmedi. Yeniden kafa çıkarmak için uygun bir konjonktür bekliyor.
Darbenin ülkeye yükleyeceği ağır maliyete bakmıyor bile.
Biricik özelliği, “irrasyonalite”ye prim tanıması, gerçeklik duygusunu zorlayan bir “hayal dünyası” içinde yaşaması...
Hani Erdoğan’ın öldürülmediği bilgisini alınca canlı yayında çöken Kerim Balcı diye bir tip vardı...
Bu tip, sürekli, Amerika’da yayın yapan yerel bir FETÖ kanalında açıklamalar yapıyor.
Birinde, sümüklü liderlerinin vasıflarını sıralarken şöyle diyordu: “Rasyonel davranmak zorunda değildir. İrrasyonaliteye göre hareket edebilir. Rüyalarla hüküm verebilir.”
Mesele de bu zaten...
Gerçeklik duygusunu yitirdiğinizde, yani rasyonel aklı zorlayan bir gerçeklik dünyası içinde yaşadığınızda, artık sizden her şey beklenebilir.
Halkın üzerine tank sürmeniz, Meclis’i bombalamanız, Cumhurbaşkanı’na “katil timleri” yollamanız taraftarlarınız ve bağlılarınız açısından “hesap verilmesi gereken tasarruflar” olarak görülmez.
FETÖ derken, sadece bu örgütü var eden (irrasyonel) değerler sisteminden bahsetmiyoruz. Aynı zamanda dışarının güdümünde olan bir örgüt bu... Meşruiyetini de, kurduğu “irtibatlar”dan alıyor.
Hadi daha açık konuşalım:
FETÖ, aynı zamanda bir “CIA yatırımı”dır.
Dolayısıyla, “Yeniden darbe olur mu?” sorusuna cevap ararken, bu irtibatları da hesaba katmak durumundayız.
Şunu demeye çalışıyorum:
Deneyeceklerdir... Ya da bir kalkışmayı meşrulaştıracak siyasal/toplumsal yarılmaların oluşmasını bekleyeceklerdir. İsmet Paşa’nın ifadesiyle, darbe için “şartların olgunlaşmasını” kollayacaklardır.
CHP’nin yöneldiği “yeni siyaset” (FETÖ, PKK, CHP, İYİ Parti, Saadet, DEVA Partisi, Gelecek Partisi birlikteliği) bu konuda birtakım can sıkıcı emareler barındırıyor.
CHP’nin liderine, kurduğu temaslara, üslubuna, muhalefet tarzına bakın, ne demek istediğimi anlarsınız.