Üç kümbetler

Erzurum’un ‘EİT 2025 Turizm Başkenti’ ilanı üzerinden geçen süre ve 2025 yılı içerisinde ‘Turizm Başkenti’ ilan edilmesi sebebi ile gerçekleştirilen organizasyonları göz önünde bulundurduğumuzda, şehir olarak duçar olduğumuz ‘mış gibi…’ hastalığımızdan bir türlü kurtulamadığımıza şahit oluyoruz.

Maalesef hemen hiçbir şeyi hakkıyla yapamıyor, ‘mış gibi...’ ile geçiştirmeye devam ediyoruz.

İrili, ufaklı faaliyet ve projelerde bu pek fark edilmese de, olay ciddiyet kazandığında, hemencecik mış gibiye sarılıyoruz.

***

İşte bu mış gibilerin en görkemlisi ve belki de Yakutiye ölçeğinde en büyük projelerden bir ‘Üç Kümbetler Millet Bahçesi’ .

Dönemin Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut’un 2011 yılında ‘Rüya Projem’ diye değerlendirdiği, kamulaşma bedeli için bile o dönemin rakamları ile 100 Milyon TL’ye yakın para harcandığı, projelerinin en ince ayrıntısına kadar gözden geçirilip değerlendirildiği ve maalesef hem de TOKİ eli ile ‘mış gibi..’ tamamlan bir proje.

Bu proje de neler mi vardı?

İçerisinde yöresel ürünler için satış mağazalarının olduğu, ortasında adeta bir fanus gibi kapatılan ve orta kısımlarında yeşil alan ve mini havuzlarla zenginleştirilmiş dinlenme alanlarının oluşturulduğu ve turistleri cezbenden bir alışveriş merkezi düşünün.

Yok, yok! Ya da siz düşünmeyin. Projenin tanıtımında kullanılan aşağıdaki görsellere bir bakın.

İşte bu alışveriş merkezi ‘mış gibi…’ bile yapılmadı!

Veya insanların tarihi yapı ve konaklar arasında gezinirken, oluşturulan mini havuzlardaki su gösterileri ve sesleri ile huzur bulduğu bir meydan düşünün.

Yok, yok! Onu da siz düşünmeyin. Projenin tanıtımında kullanılan aşağıdaki görselle bir bakın.

Bu da yapılmadı!

Yürüyüş sonrası insanların dinlenmek için oturdukları Ayasofya ve Sultanahmet camileri arasındaki yeşillikler arasında bulunan uzunca bankları düşünün.

Onu da düşünmeyin be. Onun görselini de sizin için aşağıya bırakıyorum.

E bunu da göremedik tabi.

Proje tanıtılırken göz kamaştırıcı ve heyecan vericiydi.

‘Mış gibi…’ bitirildiğinde ise, bu neyinize yetmiyor oldu.

Erzurum olarak bugünün rakamı ile milyarların harcandığı, şehrin merkezindeki mahalle kültürünün ortadan kaldırıldığı, sonucunda ise yıllardır atıl bir şekilde bekletilen ve adeta ‘gecekondu ama bir türlü kullanılamadı’ bir meydana sahip olduk.

Hayaller ve gerçekler...

Dün gidip proje alanının gezdik ve gerçeklerle karşılaştık.

Üzüntü ile gözlemlediğimiz şeylere şahit olduk.

Gençlerin başıboş bırakılan alandaki halleri, çevre kirliği, hasar görmüş yapıların içler acısı durumu.

Adeta şehrin kalbinde, terk edilmişliğin çaresizliği ile baş başa kalmış bir projenin resmini gördük.

Oysa biz proje bitirildiğinde; çocukların ve kuşların cıvıltıları ile dolu, yerli ve yabancı turistlerin uğramadan geçemeyeceği, alışveriş alanları yanı sıra kütüphane ve kültürel faaliyetlerin sürdürüldüğü, hafta sonları şehir merkezinde beton bloklar arasında sıkışıp kalan vatandaşların nefes alabileceği cıvıl cıvıl bir alan hayal ediyorduk.   

***

Mülkü amirimiz olan şehrin Valisi ve yardımcıları,

Kentsel dönüşümde şehir için ciddi adımlar attığına şahit olduğumuz şehrimizin Büyükşehir Belediye Başkanı ve yetkilileri,

Şehre ve şehrin turizmine dair beylik laflar eden Erzurum milletvekilleri,

Konuya yakından müdahil olması gereken Turizm il müdürü

Şehrin tarihine sahip çıktığını düşündüğümüz Kültür Varlıkları Koruma Kurulu ve müdürü,

Proje ile alakası olmayan bir şekilde teslim eden TOKİ yetkilileri,

Şehrin yapılaşmasına dair en önemli mekanizmalardan biri olan Çevre ve Şehircilik İl Müdürü,

Kendilerini adeta şehrin sahibi gibi tanımlamaya çalışan sivil toplum örgütleri ve başkanları,

İkdirarı ve muhalefeti ile şehrin siyasi parti il başkanları

Ve tabi ki, (Teşbihte hata olmaz) 'Hilebaz tezgâhtar tarafından eline tutuşturulan poşetteki çürük domatesi ancak eve geldiğinde fark edebilen kişi' rolüne düşen Yakutiye Belediyesi Başkanı ve yetkilileri.

Bundan sonraki sorularım hepinize.

Çok ciddi eksikliklerine rağmen ve ‘Mış gibi…’ de olsa tamamlandığı bildirilerek teslim edilen bu alan neden insansızlığa itilmekte?

Bu halde bile turistler için cazibe merkezi haline getirilebilecek alan neden kaderine terk edilmiş halde?

Sadece turistler için değil, vatandaşlarımız için de nefes alma alanına dönüştürülebilecek bu alan neden görmezden gelinmekte?

Şehrin incisi olabilecek milyarlık bir proje, neden çürümeye terk edilmekte?

Bu projenin tam olarak hayata geçirilebilme adımları için neler gerekmekte?

Bu soruları şehir ve kamuoyu adına tüm yetkililere soruyor ve topu orta sahada çevirmeden samimi cevaplarınızı bekliyoruz.

Tüm bu sorular yanı sıra, yetkililere bildiklerinden emin olduğum fikirleri birkaç cümle ile yeniden hatırlatmak isteriz ki;

Şehirlerin kalkınması, vizyon yatırım ve vizyoner yatırımcılarla olur.

Şehirlere yatırım ve vizyoner yatırımcı çekmenin ana unsurlarında biri ise, şehrin sosyal ve kültürel anlamda zenginliğe sahip olma koşuludur.

Ailesi ve sevdikleri ile birlikte vakit harcayacak sosyal ve kültürel alanlara sahip olmayan bir şehre, değil yatırımcı futbolcu bile getirmekte zorluk yaşarsınız.

Şehrimiz ve şehir halkımız için,

Turizm ve yatırım için,

Ve en önemlisi yaşanabilir ve zengin bir kent olabilmemiz için,

Şehrin merkezindeki bu paha biçilemez değere sahip proje alanındaki eksikliklerin tamamlanarak, biran önce topluma kazandırılacağı günü sabırsızlıkla bekliyoruz.

Ve yine milletimiz adına, bu konunun takipçisi olacağımızı da tüm yetkililere bildiriyoruz.