Bazen en ürkütücü gözetleme, kameralarla değil; alışkanlıklarımızla yapılır. Nereye gittiğinizi, nasıl direksiyon tuttuğunuzu, hangi virajda hızlandığınızı ezberleyen bir sistem düşünün. Üstelik bu sistemi her gün kullanıyorsunuz. Üzerine binip emniyet kemerinizi bağlıyorsunuz. Ve sonra… kontrolü ona bırakıyorsunuz.
Elektrikli araçlar artık sadece bir ulaşım aracı değil, yapay zekâyla birleşmiş mobil veri toplayıcıları haline geliyor. Her frenlemeniz, her dönüşünüz, her gecikmiş sinyaliniz .Hepsi bir yerlerde analiz ediliyor. Bu araçlar, sizi sizden iyi tanımaya başlıyor. Ve daha kötüsü, bu bilgileri sizinle paylaşmıyor.
Geçen hafta elektrikli araçların sadece şarjla çalışmadığını, aynı zamanda yazılımla “düşündüğünü” konuşmuştuk. Şimdi işin daha da karanlık bir yanına giriyoruz: Elektrikli aracınız sadece sizi taşımıyor. Aynı zamanda sizi izliyor, değerlendiriyor, sınıflandırıyor.
Biliyor muydunuz?
– Tesla araçları, yoldaki her nesneyi sadece algılamıyor, aynı zamanda kaydediyor.
– Sürücünün göz kapaklarını izleyerek yorgunluğu tespit eden sistemler geliştiriliyor.
– Bazı ülkelerde araçlar sürücünün stres düzeyine göre müzik listesi öneriyor.
– ABD’de bazı sigorta firmaları, sürüş verilerinizi aracı satın alırken sizden “onay bile almadan” elde ediyor.
– Çin’de devlet destekli elektrikli araçlarda sürücü verileri doğrudan merkeze iletiliyor.
Kulağa bilim kurgu gibi geliyor değil mi?
Ama artık araçlar sadece bizi değil, bizi kimin izlemesi gerektiğini de belirliyor.
Kaza yaptığınızda bir algoritma suçu size mi atacak, yoksa başka bir değişkeni mi sorumlu tutacak?
Ve şimdi daha rahatsız edici bir gerçek:
Yapay zekâ bir hata yaptığında onunla yüzleşemezsiniz.
Af dilemez, pişmanlık duymaz, özür dileyemez.
Sadece sistem güncellenir… siz o sırada hasarı üstlenirsiniz.
Bir gün ön koltuğunuzda yalnızca çocuklarınızı, arkadaşlarınızı ya da alışveriş poşetlerini taşımıyor olabilirsiniz.
Orada sizi sürekli izleyen, kaydeden ve hatta kararlarını sizin adınıza alan bir algoritma oturuyor olabilir.
Bu, teknolojinin konforlu yüzü değil. Bu, kontrolün elinizden yavaş yavaş kaydığı o sessiz süreçtir.
Ve haftaya bu teknolojilerin gerçek sınavına geçeceğiz:
Elektrikli araçlar ne kadar menzil sunuyor, nerede nasıl şarj ediliyor, sistem gerçekten hazır mı?
Çünkü bir gün, bu araçlardan biri sizi izlemenin ötesine geçip, sizi yolda bırakabilir.
Pusulanız bilgi olsun.
Bence artık insanlığa dair toplanmaya değer güncel bir veri kalmamıştır.
Çok açıklayıcı ve aydınlatıcı bir yazı olmuş emeğinize sağlık .
Gelecek hafta ne yazacağınızı merakla bekliyorum. Yapay zekaya güvenim bu kadar azken bunları öğrenmek doğru yolda olduğumu gösteriyor.
Başka yazacağınız korkutucu bir şey kaldı mı emre bey?