7 Haziran seçimleri, ülkede tüm güçlerin test edildiği bir seçim sonucunu doğurdu.
Devlet, tüm reflekslerini adeta sıfırlama yoluna gitti ve sadece olup biteni izledi. Oluşan veya oluşturulduktan sonra büyütülmeye çalışan kargaşaları körükledi demiyorum tabi ki. Ancak üzerine de öyle çok fazla gidilmedi. Sadece aşırı durumlarda yapılan müdahaleler ile olayların kontrol altında tutulması başarıldı.
Süreç nasıl işledi?
Önce HDP, seçime Parti olarak girebilmesi için cesaretlendirildi. Sonra rahat hareket edebilmesi için adeta kontrollü bir şekilde serbest bırakıldı. HDP bu süreçte hemen Kandilin ayaklarına kapandı ve adeta doğu ve güneydoğuda PKK üzerinden seçmene ulaştı.
Bu sonucu kesin bir müdahaleydi.
Çünkü HDP oylara talip olabilirdi ancak PKK oyların kesin sahibi haline getirilmişti.
Çünkü HDP’ ye batı da çiçek dağıtma rolü biçilmiş olabilirdi ancak PKK doğuda mermi dağıtıyordu.
Çünkü HDP batıda kardeşlik diye bağırıyor olabilirdi ancak PKK doğuda kendi ırkına tehdit yağdırıyor.
Bence devlet tüm bu yaşananların farkında bir güç testini gözlemliyordu. Kim ne kadar güçlü olabilir, kim ne kadar zayıf kayabilir ve bu nihai sonuç ülkeyi nereye sürükleyebilir?
Tüm bu sorular cevabını buldu. Şimdi bu seçim sonucunu tam anlamı ile okuyup yeni bir yol haritası çıkarma zamanı.
Koalisyon Karmaşası!
Seçim gecesinden itibaren kahraman şövalye edası ile konuşan üç genel başkan ve onlardan cesaret alarak tehdit, hakaret ve linç girişimine başlayan fanatik seçmen topluluğunu hep birlikte izledik. Sandıklardaki tehdit, baskı ve saldırıları hep beraber gözlemledik. %41 ile en yakın rakibinden 7 Milyondan fazla oy almış bir siyasi partinin, nasıl yok sayılmaya çalışıldığına ise hayretle şahit olduk.
Kılıçtaroğlu’nun Başbakanlık hayallerine, Demirtaş’ın kibirli hallerine ve Bahçeli’nin 'istemezük'lerine daha o gece şahit olduk. Koalisyon seçeneklerini o gece bitiren liderler, sonra kıvırma politikaları içerisine girdilerse de çok fazla esneyemediler.
Burada kilit Bahçeli idi. Bahçeli ya hala daha durumun farkında değil ya da bu sonuçtan çok memnun değil ki hükümet fırsatını elinin tersi ile itiyor.
Aslında olası bir yeniden seçimin alternatifsiz kazanacak olan partisi koalisyon için çabalar iken, kaybedecek olanları ısrarla koalisyondan uzak kaçıyor.
Ve böylece tüm koalisyon hesapları boşa çıkıyor.
Yeniden Seçim, Ama Nasıl?
Gelinen noktada tüm işaretler yeniden seçimi gösteriyor. Halk böyle bir sonuç ve bundan kaynaklanan istikrarsızlık ile karşı karşıya kalmış iken nasıl bir seçime gidilmeli.
AK Parti “Bu süreci doğru değerlendirmeli ve yeniden tek başına iktidar partisi olmalıyız” diyor ise nelere dikkat etmeli? Şimdi biraz bunları değerlendirelim.
1 – Ak Parti Seçim sonuçlarını çok iyi süzebilmeli ve gerçekten başarısız olan tek bir il başkanını bile görevde tutmamalı. Ve bu sürece en kısa sürede başlamalı. Bu en öncelikli şart! Parti içerisinde görevli olmasına rağmen partinin başarısından çok başarısızlıklarını gözlemleyen ve bu anlamda dolaylı da olsa sebep olan isimleri hemen, hem de hemen tek bir il toplantısı ile ihraç edebilmeli! Aksi halde o bölgede aynı sonuç ile karşılaşması doğal bir sonuç haline gelir.
2 – Milletvekili adaylarını genel merkezdeki süslü koltuklardan değil, halkın arasına inerek ve onları dinleyerek belirleme cesaretini gösterebilmeli. Bazı eksik akılların “Şehrin önde gelenleri” diye belirlenen birkaç soytarı ile değil, şehirdeki STK ların ayrı ayrı görüşleri alındıktan sonra bizatihi vatandaşın arasına girerek sormalı. STK lar dedi isek, öyle uyduruktan sandıklar kurarak şov yapılmamalı. Yönetimler ile görüşülerek fikir alınmalı.
3 – Yeniden seçim kararının alındığı günden sandıkların açılacağı saate kadar doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde adı konmasa bile tam anlamı ile olağanüstü hal uygulamalı ve güvenliği en üst seviyeye çıkararak halkını bölücü terör örgütü baskılarından kurtarmalı.
4 – Gerekirse çıkarılacak bir yasa ile doğu ve güneydoğuda köy ve mezralara ait seçmeni ilçe merkezlerine taşıyarak havuz sandıklarda oy kullandırtmalı ve böylece seçmeni korku ve baskı çemberinden uzaklaştırmalı.
5 – Seçim stratejisini daha önceki dönemlerde olduğu gibi ileri hedefler üzerinden gerçekleştirmeli ve kendisine bir üst başarı çıtasını hedeflemeli. Yani seçmene yaptıklarından değil daha fazla ne yapacağından bahsetmeli. Yaptığı hizmetleri tabiî ki çok iyi bir şekilde anlatmalı. Ancak koyacağı ileri hedef ve önemli vaatler ile seçmene ulaşmalı.
6 – Özellikle çok düşük oylar ile vekil kaybedilen bölgeleri çok iyi analiz ederek halkı dinlemeli ve bu bölgelere daha fazla hassasiyet göstermeli. 1 oydan tutun da 10 Bin oya kadar kaybedilen vekilliklerin hesapları yeniden yapılmalı.
7 – Parti içerisindeki küskünler grubuna gerekirse genel merkez nezdinde yeniden ulaşılarak çalışmalara hem destek ve hem de yeni ekiplere rehber olmaları sağlanmalı. Yitirilen bütünlük ruhuna kavuşulmalı. Siyasi davadan ziyade rant ortamı haline gelmiş teşkilatları kesinlikle iyi bir elekten geçirmeli.
8 – Ana kademeler kadar önemli olan Kadın Kollarını tam teşekküllü çalıştırabilmeli. Zira evlerin içerisine girmeyi başaran ve bu hamleleri ile Ak Parti’nin güçlü kalmasını sağlayan önemli bir ekiptir Kadın kolları.
9 – Adeta başıboş gibi bırakılan ve ikbal merkezi haline gelen gençlik kollarını da kontrol altına almalı ve doğru bir şekilde değerlendirmeli. Gençleri doğru bir şekilde yoğurarak başarıya ulaşmalı. Sadece gençlik kolları ile değil, kendine yakın tüm gençlik yapılanmaları ile dirsek temasında olup onların desteğini kullanmalı.
10- Tüm bu uygulamaları genel merkez nezdinde değerlendirecek ve kurucular içerisinde bulunan güçlü gruplar ile takip edebilmeli. Partiye sonradan katılmış olması ile birlikte hala daha dava ruhunu benimseyememiş isimleri, bulundukları güçlü koltuklardan alarak yerlerine teşkilatçılık ve dava ruhuna haiz isimleri getirmeli.
Eğer Ak Parti, tüm bunları gözden geçirir ve değerlendirme listesini buna göre belirler ise başarı kaçınılmaz olacaktır.
Aksi halde, bu müdahalelerde bulunmadan gidilecek seçimden belki de daha fazla kan kaybederek ciddi tavizler vermek zorunda kalacaktır.