Seçim süreci ve sonuçlarını kaleme aldığımız iki yazının ardından, nihai olarak teşkilatlara dair seçmen yorumlarını da yetkililer ve siz kıymetli okuyucularımız ile paylaşacağımızı dile getirmiştik.
Ancak okuyucularımız yanı sıra, seçmenlerin dile getirdiği söylemleri doğrudan buraya yansıtmam durumunda, özellikle AK Parti Erzurum İl Başkanı Sayın Mehmet Emin Öz’ün bundan önceki yazılarımızda olduğu gibi bu yazımız neticesinde de olayı kişiselleştirerek duygusal bir tavır takınacağını öngördüğüm için, aynen aktarma yerine nihai amaçlarını yansıtmak istedim.
Evvela ilçe teşkilatları diyerek başlayalım söze,
Devlet Başkanımız Sayın Erdoğan’ın ‘metal yorgunluğu’ cümlesini dillendirmesinin hemen ardından, şehrimiz özelinde bu yorgunluğu gidermesi için AK Parti Erzurum İl Başkanı olarak görevlendirilen Sayın Mehmet Emin Öz’ün, bu değişimi hakkı ile gerçekleştiremediği (veya gerçekleştirmesine müsaade edilmediği) için oy kayıplarını tetikleyen ilçe teşkilatları!
Bana kızgın, bana öfkeli ve hatta beni hedef göstermeye çalışan teşkilatlar!
Seçime 15 – 20 gün kala anca sahaya çıkan, olası seçmen şikâyetlerini örtebilmek için seçim çalışmaları esnasında vatandaşlar ile adaylar arasına duvar ören, şikayetini dile getirebilme fırsatı yakalayabilen vatandaşları ise baskın söylemler ile susturmaya çalışan teşkilatlar,
Devlet Başkanımız Sayın Erdoğan’ın dahi, özeleştiri yaptığı bir yönetimde üst üste iki seçimde kayıp yaşamalarına rağmen (16 Nisan Halk Oylaması ve 24 Haziran Genel Seçimleri), sosyal medya ve medya üzerinden kendilerini parlatma cesareti içerisine girerek zafer pozu ve söylemi içerisinde bulunabilen teşkilatlar.
Şehir merkezine ve ilçelerimize yapılan onca yatırım ardından, AK Partiyi 2002 yılında alınan oy oranına gerileten ve bu sandık sonuçlarını doğru okumak yerine, hala daha Devlet Başkanımız Sayın Erdoğan’ın aldığı oyun arkasına saklanmaya çalışan, kendilerine dair tek bir özeleştiri yapmadan, ‘Böyle gelmiş, böyle gider. İki gün sonra her şey unutulur’ hesabı içerisinde olan teşkilatlar.
Vatandaşa ait koltuklardan vatandaşa tepeden bakan, oturdukları koltuklar üzerinden vatandaş ile hesaplaşma içerisine giren ve güç sevici yalakaların haricinde kimseye yüz vermeyen teşkilatlar,
Devlet Başkanımız Sayın Erdoğan’ın hemen her konuşmasında dile getirdiği ‘Tevazu’ kelimesini unutmuş, güç sarhoşluğu ile kendini dev aynasında gören, yerel yönetimler ve bürokrasi ile uzlaşı ile değil baskı ile iletişim kurmaya çalışan teşkilatlar,
İşte bu teşkilatların vatandaş üzerindeki yansımasıdır 24 Haziran seçim sonuçları.
Tüm bunları dile getirirken özellikle şunu da belirtmek isterim ki;
Teşkilatlar içerisinde bulunan ve hakikaten bu harekete ömrünü adamış, mütevazı ve halk ile her an diyalog içerisinde olan, seçim döneminde yine en çok koşup koşturan ve çalışma bölgelerindeki tepkileri en aza indiren birbirinden değerli isimlerin varlığını da unutmamak gerekir.
Ve belki de, yeni bir 7 Haziran faciası ile karşılaşmamız önündeki engellerden biri de bu yürekli kişilerdi.
İl Yönetimi ve SKM
‘İl Yönetimi’ denince, hele hele seçim döneminde ne gelir insanın aklına?
Asil üyelerden, yedek üyelere ve kurullara varan 95 kişilik, vekil adaylarımız ile birlikte toplamda 100 kişilik bir ekip!
Soruyorum sizlere;
Allah aşkına, bu ekibin ne kadarlık kısmını çalıştırabildik! Bu ekibin tamamı için kullanılan ‘gece gündüz çalıştık’ tabirini, aynaya bakarak söyleyin kendinize! En azından bu söyleme kendiniz dahi inanıyor musunuz diye!
95 kişilik ekip içerisinde vekil adayları ile gerçekten yoğun bir çalışma içerisine giren kişiler tabi ki vardır. Onların hakkını da teslim etmemiz şarttır!
Ama benim tepkim, neden bu 95 kişilik ekibi tam olarak sahaya yansıtamadınız diye!
Yoksa siz yansıttınız da, biz mi göremedik. Hani canlı canlı göremesek de, o meşhur sosyal medya hesapları üzerinden dayanamaz yayınlarlar diye düşünüyorduk. Ama yok, orada da öyle birkaç artistlik pozun haricinde pek bir şeye maalesef rastlayamadık.
Ha bir de, Erzurum’dan milletvekili adayı olabilmek için başvuruda bulunan 136 isimden kaçını sahaya çekebildik? Kaçını görevlendirerek seçmen üzerinde en azından bireysel ve sosyal ilişkiler üzerinden oy kazanabilmeyi hedefleyebildik!
Hele hele il kadın kolları ve gençlik kolları yanı sıra merkez ilçe yönetimleri, kadın kolları, gençlik kolları ve mahalle temsilcileri, biri Büyükşehir olmak üzere 4 Belediye Başkanı, meclis üyeleri ve gönüllüler ile birlikte yaklaşık 1000 kişilik veya daha fazla sayıya sahip bir ekiple gece-gündüz çalışmanız neticesinde mi, şehir merkezinde %17’lik bir kayıp ile yüzleştiniz?
O nasıl bir SKM yönetimiydi ki, 2002 yılındaki oy oranlarına geri döndünüz?
Seçimin ‘S’sinden anlamayan, geçmişe dair saha tecrübesi olmayan birinin üzerine böyle bir iş yükleyip, ‘Haydi aslanım. Yap bakalım numaranı’ der iseniz, O’da kendini seçim yönetim uzmanı sayarak etrafındaki birkaç uydum akıl ile birlikte işi, ‘sahte belge ile seçim takibine’ kadar götürebilir!
Bunlar maalesef acı gerçekler ve bu acı gerçeklerin reçetesi de açıdır.
Bu reçetenin muhatabı ise bizatihi İl Başkanı Sayın Öz’dür.
Sayın Başkan, vatandaşın size asıl haykırdığı ve talep ettiği şeyler şunlar ki;
Evvela, sizi bu şehrin ‘İl Başkanı’ olarak belirleyen irade ile aynı fikirde olarak sizden, millet nezdinde AK Parti’yi ve sizi mahcup etmekle birlikte, aldığı ciddi oy kayıplar ile sizleri genel merkez nezdinde sorumlu kılan mevcut teşkilatları veya yerel yöneticileri koruyarak yola devam etmenizi değil, Hak’ka ve halka hakkı ile hizmet yolunda size tam omuz verecek ve bu uğurda heyecan uyandıracak ciddi bir değişim yapmanızı bekliyor!
Burada ölçüt nettir ve en net uygulamasını Devlet Başkanımız Sayın Erdoğan, kabineyi oluştururken cesaretle hayata geçirmiştir! Erzurum için %8 ‘den fazla kayıp yaşayan tüm ilçelerin gözden geçirilmesi, %13’den fazla kayıp yaşanan ilçelerin ise mutlak surette değişmesi elzemdir.
Bu teşkilat yenilenmesi ile kazanılacak teşkilat gücünüzün ardından;
Şehrimizin yönetimde olan ‘İl Başkanı’ olarak, tüm yerel yönetimler ile ilgili ayyuka çıkan şikâyetleri duymanızı ve bu şikâyetler doğrultusunda elle tutulur adımlar atmanızı,
Bürokrasi kanalında gerçekleştirilen istihdam adımlarında hakkaniyetli olmanızı,
Şehrimizde gerçekleştirilen bürokratik atamalarda, liyakat esas alınarak bölgeyi gerçekten bilen ve şehir ve bölge halkına hakkı ile hizmet etmeyi hedefleyen, onun-bunun değil milletin hizmetinde olacak yöneticilerin atanabilmesi yolunda kılavuzluk etmenizi,
Bölgede faaliyet yürüten yerel iş adamlarının haklarının korunması ile ilgili ciddi ve samimi adımlar atarak çözüm üretmenizi,
Bölgede yapılacak yatırımların önünün açılabilmesi için, talepleri yakından takip ederek, desteklerinizi esirgememenizi,
Kamu hakkını her türlü birim ve şahıs haklarının tartışmasız olarak önünde tutmanızı,
30 Mart Yerel seçimlerine kadar Devlet Başkanımız Sayın Erdoğan’ın belirlediği ‘Gönül Teşkilatçılığı’ ve ‘Gönül Belediyeciliği’ kavramlarının içerisini doldurmanızı,
Ve nihai olarak, 30 Mart seçimlerinde milletin fikirleri, ilçe teşkilatının görüşleri ve il yönetimin ortak mutabakat kararı ile belirleyeceğiniz liyakat sahibi belediye başkan adaylarını göstermenizi,
Velhasılı kelam, oturduğunuz koltuğun gücünün farkında olarak cesaretle hakkını vermenizi bekliyor.
Tüm bu verilen mesajların ardından, ya bu değişim için cesurca adım atarak henüz daha az da olsa size gönül bağını koparmamış vatandaşların gönlünde taht kuracaksınız,
Veyahut….
Veyahut kısmını benim söyleme gerek yok. Millet sandıkta zaten ne istediğini söylemiş.
Siz bir tarihçisiniz ve tarih anlatmak yerine, tarihten ders çıkararak yolunuza devam etmelisiniz!…