İki Ağustos Salı günü Grup toplantısını Erzurum’da gerçekleştiren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bizleri zerre kadar şaşırtmadan magazinsel söylemler ve tavırlar ile kendi çapında şovunu yaparak Ankara’ya uçuş yaptı.
Erzurum’a gelmeden kendisine hatırlattığımız CHP karnesinden olsa gerek, sözlerine önce Erzurum’u ihmal ettiklerinden bahsederek Erzurumlulardan helallik istemekle başladı. Ardından yine daha önceki yazımda da belirttiğimiz gibi Erzurum’da yakılan bağımsızlık meşalesi, tarım ve hayvancılık politikalarından bahsetti. Bir dizi iltifat cümleleri ile ‘Bay Kemal’ tanımlamasını eşleştirip, ardından sıraladığı vaatlerle sözlerini tamamlayarak kürsüden indi ve salonu terk etti.
Konuşmasının sonlarına doğru ‘insanların ırkları, düşünceleri, inançları ve yaşam tarzlarına saygılıyım derken’, bu milletin en kutsalına yani dinine ve peygamberine ve hatta Allah’ın emirlerine her fırsatta aşağılık bir şekilde saldırmaya çalışan Özgür Özel de tam karşısında oturuyor ve cep telefonunu kurcalamaya devam ediyordu.
E tabi, Genel Başkanının bu söylemleri o ve onun gibi bir grubu hiç ilgilendirmiyordu. Genel başkanları ‘Helalleşelim’ derken, onlar adeta helalleşme kriterlerine göre toplulukları ayrıştırmak ve kendilerine yetecek oranda seçmen kitlesini kutuplaştırmakla meşguldüler.
Seçim gezisi esnasında Erzurumlu bir vatandaşın ‘PKK’ya niye yandaş çıkıyorsunuz. Bunlar bu milletin kanını emiyor’ sorusuna, ‘Daha biz Başkan Aponun heykelini dikeceğiz, heykelini. Buna alışsanız iyi olacak’ diyen Demirtaş için yaptığı özgürlük çağrısını unutmuş olsa gerek ki, ‘kim PKK’ya yandaş çıkıyor ise Allah belasını versin’ cümlesi ile cevap verdi. Kılıçdaroğlu, sözlerine altılı masa ortaklarını sayarak HDP’nin bu ittifakta olmadığını dile getirerek devam etti.
Bu millet bu söylemleri yer mi?
Tabi ki yemez. Ancak mevcut yaşananları da kolayca sineye çekmez!
Tüm bunların dışında önemli bir değişim de şehir siyasetinin orta yerinde duruyordu.
Zira Kılıçdaroğlu, daha önceki hiçbir ziyaretinde vatandaş ile bu kadar hemhal olamamış ve onların dertlerini hiç dinleyememişti. Dert dedim ise tüm Türkiye’nin ortak dertleri. Geçim sıkıntısı, pahalılık ve zamlar. Liyakatsiz atamalardan kaynaklanan kayıplar. Yandaşlık hesabı ile yapılan haksızlıklar.
Vatandaşlar haklıydılar elbet. TUİK’in belirlediği enflasyon rakamları bile zaten her şeyi gösteriyordu.
Öte yandan Erzurum özelinde Milli Eğitimden TKDK’ya, Aile Sosyal Politikalardan DAP’a, KUDAKA’dan Çevre Şehirciliğe varıncaya kadar birçok alanda alarm veren hatalar ile karşılaşıldığı da aşikâr!
Kılıçdaroğlu’na az veya çok gösterilen bu ilgi, Türk siyasi hayatına girdiği 2001 yılından bu yana Erzurum’u kale olarak gören AK Parti teşkilatlarının vatandaştan kaçışı ve kopuşunun da en net göstergesiydi.
Kılıçdaroğlu, her ne kadar 128 milletvekili ve saydıkları 12 il yanı sıra altılı masa ortaklarından aldığı desteklerle 830 kişilik salonu doldurmuş olsa da, Erzurumlulardan helallik istedikten sonra tarım ve hayvancılıkla ilgili açıklamalar yapıp bolca vaatler verirken,
AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz sosyal medya hesabından son 10 yılda bölgeye yapılan tarım ve hayvancılık destekleri yanı sıra köklü yatırımlara dair açıklamalar yapmak yerine sayısal kıyaslamalar ile meşgul oluyordu.
Sahi, 20 yıllık bir iktidarın il başkanı bu kadar sığ bir düşünceye sahip olabilir miydi?
Elinde devlete dair tüm imkânlar varken;
Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarına en net cevapları verebilecek bilgilere dair hazırlık yapamayacak,
Bu bilgileri medya ve sosyal medya hesapları üzerinden açıklayamayacak,
Partisi ile millet arasına set örerek AK Parti’nin kalesinden muhalefete malzeme çıkaracak,
Teşkilat içi çekişmelere, kavgalara, fitne ve fücura engel olamayacak kadar ferasetsiz biri olabilir miydi?
Bir anlamda Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erzurum günlüğü, daha önce AK Parti İl Teşkilat yapılanmasına dair yaptığımız eleştirilerin haklılığının açık ispatı oldu.
Öte yandan, tek suç il başkanında mıdır diye soran okurlarımız için de şunu belirtmeden geçemeyeceğim.
Bir siyasi partinin bulunduğu şehir içerisindeki en güçlü figürü il başkanıdır. Buradan yola çıkarak dile getirdiğimiz eleştirilerin muhatabı ise il başkanı özelinde bu alanda eksiklik gösteren tüm siyasi erklerdir.
Şimdi buradan AK Parti Lideri ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu’na birer çağrıda bulunmak istiyorum.
İlk çağrım Sayın Erdoğan’a,
AK Parti’nin 2023 seçimlerinde Erzurum özelinde eski güç ve kudretine ulaşmasını istiyor iseniz, en başta sizleri lâyık-ı veçhiyle temsil edebilecek, bu zorlu süreçte teşkilatı fitne ve fücurdan temizleyebilecek ve yeniden bir araya getirerek şehir özelinde doğru adımlar atarak, adaletle hükmedip kalkınmayı hedef alabilecek bir il başkanına ihtiyacınız olacaktır. Bu adım hem teşkilatınızın yeniden toparlanmasını hem de bundan sonra atacağınız ulusal siyaset adımlarınız yanı sıra, şimdiye kadar yapılan hizmetlerin vatandaşlara bihakkın anlatılması için en öncelikli adım olacaktır. Zira bugün, ‘Yalnız olduğumu biliyorum’ cümlesini kurduğunuz altı yıl öncesinden daha fazla yalnızlık içerisine sürüklendirildiğinizi de vatandaşlar olarak görüyoruz.
İkinci çağrım Sayın Kılıçdaroğlu’na,
Tüm Türkiye’nin de şahit olduğu üzere Genel Başkanlık koltuğuna oturduğunuz 2010 yılından beri tek başına hiçbir seçim kazanma başarı gösterememiş bir Genel Başkansınız. Son yerel seçimlerde gösterilen başarının sadece sizlere değil, başta hükumetin attığı yanlış adımlar neticesinde AK Parti’ye ve yanı sıra sizlere destek olan tüm karşı bloğa ait olduğunu da gözlemliyorsunuzdur.
Tabi ki sizlerin aldığı ve bir türlü aşamadığınız %25’lik oy dilimi çok kıymetli.
Ancak diyeceğimiz o ki,
Gerçekten helalleşmek ve elinize gelen son ve en büyük fırsatı değerlendirerek bu ülkeye Cumhurbaşkanı olmak istiyor ve bu amaçla Erzurum yanı sıra konjonktürel olmayan tüm illerden destek istiyorsanız;
1 – HDP’nin PKK ile arasına net bir çizgi çekmediği hiçbir durumda, onlara dair bir adım atmamalı ve bölücü başı apo nun heykelini dikme hayalinde olanların özgürlük çağrıcısı olmamalısınız!
2 – Sizler bir taraftan helallik isteyip ‘Tüm kesimleri kucaklayacağız’ naraları atarken, en yakın kurmaylarınızın bu millerin dini değerlerini aşağılamasına ve hatta hakaret etmesine göz yummamalısınız.
Yani yolunuza takiye yapmadan devam edebilmelisiniz!
Tabi gerçekten helalleşmek ve herkesi kucaklamak istiyorsanız!..