CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 23 Temmuz’a istinaden 2 Ağustos'ta Erzurum’da yapacağını ilan ettiği CHP grup toplantısına dair hazırlıklarımız sürerken, Erzurum İl Teşkilatı tarafından iletilen gezi programı ile kısa süreli bir şaşkınlık yaşadık.
Zira, 2023 Seçim startının verildiği şu günlerde, ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erzurum’a gelişi ve burada yapacağı basın açıklaması mesleki açıdan bizler için önem atfediyordu. Ancak paylaşılan gezi programında ‘Basın Toplantısı’ ibaresini göremeyişimiz bizleri ziyadesi ile şaşırttı.
Alınan bu kararla, 23 Temmuz’da Erzurum’da yakılan bağımsızlık meşalesi, Erzurum’un her dönem dahil olduğu ülkenin sınır kalesi olma niteliği, tarım ve hayvancılık alanında ülke lokomotifleri arasında bulunması yanı sıra siyasi ve toplumsal mücadelelerde en öncelikli merkezlerden biri olması gibi gerçekler unutularak, yerel basınla birlikte bölgede faaliyet gösteren ulusal basın unsurları da yok sayılmış ve takipçi rolü biçilmişti.
Şundan adımdan fazla eminin ki; Sayın Kılıçdaroğlu, Erzurum’da yapacağı tüm konuşmalarda yukarıda bahsettiğim konular üzerinden açıklamalarda bulunmaya başlayacak ve genel siyasi söylemler yanı sıra bu konular üzerinden vereceği vaatler ile seçmenden destek isteyecektir.
Şimdi olaya bir de şuradan bakalım.
Bir şehre giderek orada grup toplantısı yapacak, seçmen ile buluşup oy isteyecek ve tüm çalışmaları yaparken sizlerin sesi olacak basını yanınızda bir konu mankeni olarak mı göreceksiniz?
Bu, Sayın Kılıçdaroğlu’nun savunduğu ve sözde mücadelesini verdiği ‘Basın Etiği ve Basın Özgürlüğü’ ilkeleri ile çelişmez mi?
Şimdiye kadar şehrimizi ziyaret ederek basın mensupları ile bir araya gelen Sayın Davutoğlu ve Sayın Babacan ile aynı masada oturarak geliştirilen ortak söylemler ile ters düşmez mi?
Yoksa Kılıçdaroğlu, 1995’den ve özellikle Genel Başkanlık koltuğuna oturduğu 2010 yılından bu yana Erzurum’da sürdürülen siyasi portrenin kendisine hatırlatılmasından mı korkmakta?
Madem Kılıçdaroğlu veya bu programı hazırlayan danışmanları Erzurum basınını bu kadar önemsiz görerek bir basın toplantısı düzenlemeyi düşünmüyor, bizler de 1995’den bu yana CHP’nin Erzurum karnesini hatırlatarak sorularımızı buradan soralım istedik.
Erzurum Özelinde CHP’nin yıllara sair Genel Seçim oy sayıları ve oranları
Seçim Tarihi | Alınan Oy | Yüzdelik Dilim |
1995 | 14794 | 4,5 |
1999 | 15978 | 4,7 |
2002 | 19495 | 5,8 |
2007 | 16857 | 4,7 |
2011 | 19689 | 4,8 |
2015/1 | 12683 | 3,1 |
2015/2 | 13895 | 3,3 |
2018 | 19276 | 4,4 |
Evet Sayın Başkan, CHP’nin Erzurum karnesi tam da yukarıda gördüğünüz gibi.
Umarım Erzurum’a gelmeden bu tabloyu gözden geçirir ve Genel Başkanlık koltuğuna oturduğunuz 2010 tarihinden bu güne, bu şehirde görev almış yöneticilerinizi değerlendirebilme fırsatı bulabilirsiniz.
Gelelim sorularımıza;
1 – En azından 2010 yılından bu yana alınan seçim sonuçlarını değerlendirerek teşkilatınıza dair gerekli adımlarını atabildiniz mi veya başarı çıtanızı yükseltebilme yönünde gerçek bir dönüşüm gerçekleştire bildiniz mi? Tüm bu revizyonları gerçekleştirmiş olduğunuzu belirtecekseniz ise, 23 yılın sonunda neden hala daha 500 bine yakın seçmene sahip bir şehirde 20 Bin oyun üzerine çıkamadığınızın özeleştirisini yapabilir misiniz?
2 – Kurtuluş savaşı meşalesinin yakıldığı şehir olarak nitelendirdiğiniz Erzurum’da, yapacağınız çağrıları halka iletecek bölge basınını bu kadar mı değersiz görüyorsunuz?
3 – Tüm siyasi parti seçmenlerinin yoğun bir vatanperverlik duygusuna sahip olduğu bir şehirde, hala daha PKK ile arasına mesafe koymamış ve ‘Daha biz Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz’ diyen tutuklu bir siyasetçi için, Van ziyaretinizde ve grup toplantınızda yaptığınız özgürlük çağrısını bu şehrin halkına nasıl açıklayacaksınız?
4 – ‘Bay Kemal’ hitabını sahiplenerek yaptığınız tanımlamalar yanı sıra, yaptığınız açıklamalarda adeta bir ‘Başkan Adayı’ portresi çizmektesiniz. Buna istinaden sizleri 6’lı masanın güçlü ortak adayı olarak görebilir miyiz?
5 – Yaşanılacak seçim süreci ardından 2023 seçimleri kazananı olursanız, ülke olarak bir devr-i sabıkla mı karşılaşılacak. Türkiye’yi nasıl bir süreç bekliyor ve bu geçişe dair yol haritanız ne olacak?
Olur ya Sayın Kılıçdaroğlu basın toplantısı düzenlemeye karar verirse, tüm bu soruları yine o salonda bulunarak kendisine doğrudan soracağız.
Aksi halde kendisine, bizlere gösterdiği değere mukabil değer atfedeceğiz…
Bu yazımı CHP Erzurum İl Başkanı Sayın Suat Dülger’e dair birkaç not düşerek noktalamak isterim.
Her ne kadar toplamda 756 Bin’den fazla nüfusa sahip bir şehirde yine Erzurum’lu yöneticilerin oyları ile ve demokratik bir şekilde seçilerek Erzurumlu olmamasına rağmen CHP Erzurum İl Başkanlığı koltuğuna oturmuş olsa da, göreve geldiği günden bu yana bir çaba içerisinde olduğunu gözlemlemekteyiz.
Görevi devraldıktan sonra CHP vekillerinin Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum gibi bir şehrin olduğunu hatırlaması ve Erzurum’u belli aralıklarla ziyaret etmesi de bu çabalarının göstergesi olarak yorumluyorum.
Basın ile yaşadığı yarım yamalak diyalogları ise, olası danışmanlarının veya bu alandaki akıl hocalarının yanlış yönlendirmesi olarak düşünmek istiyorum.
Zira madem demokratik bir ülkede yaşıyor ve madem basın özgürlüğünü toplumsal kalkınma ve gelişmesi yolunda ana unsurlardan biri olarak tanımlıyoruz, öyleyse bu konu da en net tavrı sergileyen siyasi parti temsilcilerinin de basın mensupları ile daha anlamlı diyaloglar kurması gerektiği düşüncesindeyiz.
Aksi halde, Erzurum siyaseti bitmek bilmeyen kayıkçı kavgaları ile savrulmaya devam edecektir.