Bu Meydanın Kazananı Yok, Kaybedeni Çok
Dün Erzurum’da sabahın erken saatlerinden itibaren çok gergin saatler yaşandı.
HDP’nin Erzurum’da şehrin merkezinde miting yapacağına dair yayılan bilgiler halkı rahatsız etmiş ve bu yüzden sinirler gerilmişti.
Daha miting başlamadan, alan etrafında toplanan kalabalık protestolara başlamıştı.
Güvenlik önlemleri hat safhada idi. Erzurum’da o gün Ağrı, Van ve hatta Diyarbakır’dan gelen polis ekipleri bile vardı.
Dün, Erzurum ilk kez belirgin bir şekilde biber gazı ile tanıştı. Ard arda atılan kapsüllerin ardından TOMA’lar su sıkıyor, kalabalık iyice çılgına dönüyordu. Tepkiler her an artıyor, ancak yetkililer olayları sadece izlemekle yetiniyordu!...
Olaylara müdahale eden sivil ve resmi polislerin yanı sıra askeri birlikleri bile gördük dün şehrin merkezinde.
Peki sonuç ne oldu?
Kazananın olmadığı, kaybedeninin çok olduğu bir meydan mücadelesi verildi.
Dün Erzurum’da esnaf, evine götüreceği ekmeğini kaybetti. Yetmedi, kırılan camlarının, dağılan dükkânının bedelini de cebinden ödedi!
Dün Erzurum’da, yüzlerce genç dirayetini ve sabrını kaybetti. Yetmedi, yüzlerce kapsül biber gazı, tonlarca su yedi!
Dün Erzurum, sabrını kaybetti. Alınan kararın sabredilecek bir tarafı da yoktu!
Dün Erzurum, tüm siyasi parti il başkanlarına olan güvenini kaybetti. YSK’da Verilen “Evet” oyunun adeta hesabını sormaya gitti. Demirtaş için feda edilen koca bir şehrin, sosyal ve toplumsal haklarının hesabı sorulmaya çalışıldı.
Dün Erzurum, Bakanını, Valisini, İl Emniyet Müdürünü kaybetti. Onlara olan güvenlerini kaybetti ve onların gözündeki gerçek değerini öğrendi.
Bilanço ise hiç de iç açıcı değil.
İkisi ağır, 38 yaralı. Gerilen sinirler, girilen tartışmalar, Kırılan camlar, kaybedilen günlük gelirler, yakılan araçlar ve gece boyu devam eden gerginlik.
Bu gerginlik Erzurum’da sandığa da yansıyacak gibi.
Peki, kim tüm bu yaşanan ve yaşanacak olanların sorumlusu?
Kişisel fikrimi beyan ediyor ve Sayın Efkan Ala’dan başlamak istiyorum.
Her ne kadar şu anda Ak Parti Milletvekili Adayı sıfatı haricinde hiçbir sıfatı olmasa da, Erzurum’daki en güçlü isim. Hatta Ak Parti içerisinde bile en güçlü isimlerden biri. Sayın Ala isteseydi tek başına bile bu kararı engelleyebilirdi. Ama istemedi, İzledi!
Sayın Ala izleyince, Sayın Vali’de ona tabi oldu. Aldığım duyumlarda Sayın Vali’nin olaya sıcak bakmadığı ve HDP mitingi için istasyon meydanının doğru bir yer olmadığı fikrini beyan ettiğine dair bilgiler var. Ancak alınan karar karşısında o da daha fazla bir şey yapamadı veya yapmak istemedi, izledi!
Seçim dönemi tüm kontrolü elinde tutmaya çalışan ancak hiçbir dönem bunu sağlıklı bir şekilde başaramayan YSK diye bir kurum var!
Burada seçim dönemlerinde özellikle propaganda ve seçim çalışmaları ile ilgili kararlar alınır. İşte HDP mitingi için istasyon meydanı kararı da burada alındı. Onlar da bir şey yapmak istemedi, izledi!
Bu karar, Ak Parti, CHP, MHP, Saadet Parti temsilcilerinin de verdiği ortak “Evet” kararı ile (Yani kendini şehrin üstünde tutan ve şehrin hassasiyetlerini göz önünde bulunduramayan üç beş kişi ile!) çıkmıştır.
Yani, bu kararın başrol oyuncusu Erzurum’u temsile ve yönetmeye talipli olan siyasi parti il başkanlarıdır.
Bu kararı verir iken ya bu şehri tanımıyordunuz veya eğlenmeyi düşünüyordunuz!
Başkanlar veya kendini dirayetli başkan hissedenler.
Sözüm hepinize, umarım yeterince eğlenebilmişsinizdir!
Çünkü, dünkü olaylar ile alakası bile olmadığı halde gerginlikten nasibini alanların, okullarında ve evlerin de mahsur kalanların, evinden çocuğunu sağlam gönderip akşam acil servisten alan anne ve babaların, görevini yapar iken taş ve sopa yiyen polislerin ve bu şehri sevenlerin hiç biri eğlenmedi!
Onlar bu günün kaybedeni idi.
Ama durun. Hemen sevinmeyin.
Bu günün kaybedenleri, 8 Haziranın kazananları olacak ve sandıklar açıldıktan sonra onlara eğlence, size hüsran düşecek!
Son Not; Umarım alınan bu yanlış karar, bundan sonraki süreçte tekrar edilmez ve daha doğru kararlar alınır.