İHANETİN BAŞLAMASI
Önce Mit Müsteşarlığı operasyonu, ardından, Gezi’ye verilen gizli destekler.
Ve bir anda değişen manşetler...
İhanet çok önceden belli olmuştu aslında.
Olayın farkına varan Erdoğan, tedbir almaya başlamıştı. Ama ihanet öyle derindi ki, en yakınları bile bu oyuna alet olmuştu.
Öyle ki en gizli ekibi ile yola çıkan Erdoğan'ın, uygulamaya niyetlendiği tedbirler sızmaya, ihanet çetesi ise buna karşı pozisyon almaya başlamıştı.
Erdoğan atacağı adımları sağlam bir şekilde ilerletmeye devam eder iken olayın vahametini anlayan hain örgüt, karşı hareket ve tedbirler ile bu işi devam ettiremeyeceğini anlamış ve olayı Yargı ve Emniyet eli ile darbe girişimine dönüştürmeye kalkışmıştı.
2013 Yılının Şubat ayında başlayan bu soğuk savaş, 17 Aralık 2014 tarihinde en sıcak haline ulaşmış, Yargı ve Emniyet eli ile girişilen darbe girişimi Erdoğan’ın akılcı ve cesur hamleleri ile bertaraf edilmişti.
Bundan sonraki süreçte halk Erdoğan’a sahip çıktı ve önce yerel, ardından Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yine güçlü bir şekilde kalmasını sağladı.
TEŞKİLATIN LİDERE İHANETİ
Evet, ne oldu ise Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından oldu.
Ak Parti, bir lider karmaşası yaşamadı belki ama Erdoğan’ın kendi gücü ve karizmasına göre tasarladığı bir teşkilatı maalesef Davutoğlu istediği gibi kontrol altına alamadı.
Bir taraftan kırmızı kitaba dahi giren ‘Paralel İle Yapı Mücadele’ devam eder iken, diğer taraftan Ak Parti içindeki ‘AKP’lilerin rant kavgası başladı.
2002 Yılında birkaç cesur adamla çıkılan bu yolda, o cesur adamların büyük bir kısmı 3 dönem kuralına takılmış, diğer kısmı ise küserek, kırılarak veya kendi isteği ile ayrılarak süreç içerisinde adeta kaybolmuştu.
Parti içerisinde %90 a varan bir kesim, liderini bir başına bir mücadele içerisine sürüklemiş ve adeta seyirci kalmıştı.
Bazıları bu ihanete ortak olmuş, bazıları ise sırtından hançerlenen lideri mücadele eder iken, bu durumdan nemalanma hesabına yönelmişti.
Bazıları ise seyirci kalmak bir kenara, kendi içlerinden homurdanmaya bile başlamıştı.
Evet, tüm bu kahpe oyunlar sergilendi.
Ve ister kabul edin, ister etmeyin;
Her halükarda Türkiye’nin %45 ini, yani yaklaşık 35 milyon temsil eden bu parti içerisinden dik duruş sergileyerek Liderine sahip çıkan 35 kişi bulunamadı!..
Ve maalesef, 7 Haziran seçimlerine, kısmen korkak ve liyakatsiz bir ekip ile gidildi. Bunun bedeli ise iktidarı kaybetmekle ödendi.
ALA'nın PARTİ İÇERİSİNDEKİ DURUMU
Şunu gururla söyleyebilirim ki;
Sonradan aktif olarak katılmış olduğu bir siyasi hareket dahi olsa da Liderini, yani Recep Tayyip Erdoğan’ı, yani Cumhurbaşkanımızı hainlerle mücadelesinde yalnız bırakmayan, bu uğurda hayatını ortaya koyan ve hala daha bu duruşundan taviz vermeden yoluna devam eden Efkan Ala gibi bir vekile sahibim.
Lakin Sayın Ala, çevresindeki bazı çıkarcı ve siyasi adı ile taklacı isimler ile birlikte yanlış bir yola sürüklenmiş, sözde emektar özde Sayın Ala’nın başarısızlığından kendine pay çıkarmayı hedefleyen siyasi kurtların eline düşmüştü.
Siyasi tecrübesizliği ile birlikte iyi niyetli oluşu, önüne çekilmeye çalışılan perdenin arkasını net bir şekilde görmesini engellemiş ve durumun vahametini belki de 5 Haziran 2015 günü Karayazı’da yaptığı bir toplantı esnasında anlamaya başlayabilmişti!
Artık zaman çok geçti ve 2 gün sonra vatandaş sandık başına gidecekti.
Sonuç ise malum.
1 KASIM SEÇİM SÜRECİ
Şimdi aynı süreci yeniden yaşamanın arifesindeyiz. Lakin bu süreci yine bulanık hale getirmeye çalışan ve Efkan Ala yerine farklı isimleri plana eklemeye çalışan siyasi rant grubu, bu sürecin öyle veya böyle dışında tutulmalı!
Ak Parti Genel Merkezi ve Sayın Ala, aday adaylığı sürecinden başlamak üzere, başvuru ve parti içi görevlendirmeleri 17 Aralık İhanet Süzgecinden geçirmeli.
Bu süzgeç, sadece Erzurum için değil, ülke genelinde kesinlikle uygulanmalı.
Erzurum için bakarsak;
Çok uzak olmayan ihanet sürecinden bu yana, Ak Parti İlçe teşkilatından İl teşkilatına, vekilinden bakanına varıncaya kadar her kesimin verdiği tepkiler ve aslında tek bir cesur tepki veremeyen vekiller ve eski bakanlar şöyle bir gözden geçirilmeli!...
Bu kadar kritik bir süreçte, Genel Başkanı’nı, Başbakanı’nı, Cumhurbaşkanı’nı, Dava Liderini yalnız bırakan, onunla omuz omuza mücadele etmek yerine durumu yalakalıklar yaparak atlatmaya çalışan ve tek hayali Vekil Olabilmek olan günü birlik soytarılar bir kenara itebilmeli.
Erzurum için elle tutulabilir projeleri olan, dava ruhunu kaybetmemiş ve bu milleti temsil edebilme ağırlığına sahip olan isimlere sahip çıkabilmeli,
Erzurum’da Ak Parti Teşkilatının kurulduğu günden bu yana teşkilata hizmet etmiş, teşkilat kademeleri içerisinde yer almış, bu uğurda bedel ödemiş ve son dönemde küstürülmüş isimlere ulaşılabilmeli,
Teşkilatı yönetebilen, yönlendirebilen ve organizasyon kabiliyeti yüksek vekillere yeniden sahip çıkılabilmelidir.
Şimdi sıra Sayın Ala’da…
Sayın Bakanım, Ak Parti sevdalıları işte tamda bunları düşünüyor ve sizlerle birlikte Ak Parti Genel Merkezinden bunları ümit ediyor.
Bu milletin ümidini kırmayın…