Ak Parti seçim çalışmalarına en erken başlayan ve en yüksek sayıda Aday Adayı başvurusu alan parti olarak yoluna devam ediyor. Zira Ak Parti’den aday listelerine girebilmek demek, yolun büyük kısmını bitirmek demek. İş böyle olunca aday adayı rekoru kırılıyor.
Aynı zamanda büyük ve zor bir yarış ta başlamış oluyor.
Biz basın mensuplarına da olayı an be an izleyip, kamuoyuna sunmak düşüyor.
Tabi burada en önemli kıstas, doğru bilgiye ulaşıp en hızlı şekilde servis edebilmek oluyor.
Bizimle birlikte birkaç haber sayfasının, gecenin tam yarısında yayınladığı ilk sonuçlar büyük ilgi gördü. Ortam bir anda hareketlendi.
Ama takip eden günlerde yayınladığımız haberin muhatabından bir yalanlama geldi. İşte yine yerel gazetelerde çıkan o açıklama;
"Ne o liste ne de ilgili ifadeler bana ait değildir. Birileri seçim öncesi belden aşağı vurma politikası izliyor. Benim ne bu listeyle ne de kimin kaç oy aldığına dair yapılan açıklamayla en küçük bir ilgim yoktur. Temayül yoklaması sonucuna dair bir açıklama yapılacaksa, o açıklamayı ben değil partinin ilgili organları yapar. Zerre kadar bilgim olmadığı bir konuda adımın sosyal medyada böylesine istismar ediliyor olmasını şiddetle kınıyorum. Yakından uzaktan bir ilgim yoktur"
Sayın Yılmaz’ın yaptığı açıklamayı şaşkınlıklar karşıladık. Zira yayın saati ve yayın esnasındaki ismi bariz bir şekilde ortadaydı! WhatsApp'a gönderilen mesaj içeriğide!
Peki şimdi biz bir daha soralım.
Sayın Yılmaz, siz kimi yalanladınız?
Bu resimde, her şey çok bariz bir şekilde açık!
Yalanlayacağınız kişiler ancak danışmanlarınız olabilir,
Kızacağınız kişiler de ancak yine danışmanlarınız olabilir,
Küseceğiniz kişiler de yine ancak ve ancak danışmanlarınız olabilir...
Tabi bunları, gönderilen resmin sizinle hiçbir alakanızın olmadığına dair şiddetle kınadığınız beyana dayanarak söylüyoruz!
Bizler mi? Bizler işimizi en doğru ve en hızlı yapabilmek için çaba sarf etmeye devam edeceğiz.
Meslektaşlarımıza gelince;
Yayınladığımız mesaj içeriğinin gerçekliğini bile bile bu çaba niye?
Aynı meslek grubunuzda bulunan kişileri doğru olduğunu bildiğiniz haberini yalanlama için yarışa girmek de ne demek?
Bu tutumu hayretler içerisinde izliyorum.
Meslektaşım Sinan Özçaylak’ın dediği gibi bizde diyoruz ki;
Sayın Yılmaz, bir telefon ve iki danışmana sahip çıkamıyorsan, kimsenin rakibi olamazsın!