ABD, 2. Dünya savaşından sonra kurduğu ekonomik düzen ve oluşturduğu finans mimarisi ile dünyaya hem ekonomik açıdan hükmediyor hem de Trump’ın ABD başkanlığına seçilmesinden bu yana ekonomik ve siyasi gücünü kullanarak ülkeleri dolar üzerinden ve uluslararası para sistemi kanalıyla tehdit etmeye devam ediyor.
Yani ABD hem haksız bir düzen kurmuş hem de bu düzende kendince cezalandırmalar yapıyor ve bunu uyguluyor. Üstelik bunu, bu sistemi beraber kurduğu batılı ülkelere rağmen onları da tehdit ederek yapıyor.
Açık söylemek gerekirse ABD bu düzenin daha fazla sürmeyeceği öngörüsüyle elindeki tüm imkanları kullanarak bunu devam ettirmeye çalışmakta.
PEKİ BU KÜRESEL EKONOMİK DÜZEN SÜRDÜRÜLEBİLİR Mİ?
Başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere birçok batılı gelişmiş ülke, bu gidişattan memnuniyet duymadığını açık bir şekilde dile getiriliyor.
G20 ülkeleri içerisinde yer alan gelişmekte olan ülkeler yani dünya ekonomisinin yeni aktörleri olan Çin, Rusya ve Türkiye, ABD tarafından başlatılan ticaret savaşları ve dolar üzerinden ülke ekonomilerini tehdit etmesi üzerine doların ticarette kullanılmaması ve alternatif ödeme sistemi üzerinde çabalarını hızlandırılıyorlar.
Öte yandan AB ülkeleri de ticaret savaşları ve başta İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmemeleri halinde yaptırım uygulanacağı tehdidi nedeniyle ABD’den bağımsız bir küresel ödeme sistemi geliştirme çağrısı yapıyor.
Çünkü AB ülkeleri, ABD’nin her isteğini yerine getirmek istememesine rağmen, AB ülkelerinin büyük firmaları mecburiyetten bu yaptırımlara uymak zorunda kalıyor ve ekonomik anlamda büyük maliyetlerle karşı karşıya kalıyor.
ABD bir taraftan ticaret yaptırımları uygularken diğer taraftan sorgulanacak dünyanın rezerv parası olan dolarla ülkeleri terbiye ediyor ve kurduğu finansal sistem ile ülkeleri bu düzenin dışında bırakabiliyor.
En son Almanya Dışişleri Bakanı bu durumun büyük rahatsızlık oluşturduğunu ve Amerika’dan bağımsız ödeme sistemi olarak bir “Avrupa Para Fonu” ve bağımsız bir SWIFT (döviz cinsinden elektronik fon transferi standardı) sistemi kurulmasının gerekliliğini dile getirdi.
Bu çıkış aslında Avrupa’nın ekonomik ve siyasi açıdan bağımsızlığını güçlendirmesinin ne kadar önemli olduğunun açık bir ifadesidir.
Hatta bu çıkışı, 2. Dünya savaşından sonra kurulan ekonomik sistemin yeniden dizayn edilmesi ve alternatif bir finans sisteminin tetikleyici bir adımı olarak tanımlamak lazım.
YENİ BİR ÖDEME SİSTEMİ NEDEN GEREKLİ?
ABD’nin öncülüğündeki küresel finans sistemi yalnız dolarla ticaret yani rezerv paradan ibaret değildir.
Tüm dünyada bankalar arasında gerçekleşecek para transferi, SWIFT denilen sistem üzerinden ve dolar ile yapıldığında gerçekleşen transferler de otomatik olarak ABD sisteminden geçmek zorunda kalıyor.
Bunu fırsat bilen ABD, ülkeler arasında gerçekleşen tüm para transferlerini izliyor ve kendince para transferlerine müdahale etmeyi bir hak olarak görüyor. Geçmişte ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlar sırasında İran bankalarının uluslararası bankacılık sisteminden nasıl çıkarıldığını, kişi ve kurumların paralarına nasıl el konulduğunu gördük.
Bu nedenle son dönemlerde yerli paralarla ticaret yapmanın arkasındaki temel neden dolara bağımlılığın azaltma olsa da diğer neden ABD’nin haksız bir şekilde ülkeler için uygulayacağı yaptırımlar ile olası para transferlerine müdahalelerinin önünü kesmektir.
Dolayısıyla yerli paralarla ticaret, yeni bir para transferi sistemi ve yeni kurumlar ABD’nin öncülüğünde kurulan ekonomik düzenin çatırdamasına ve yeni bir finans mimarisinin oluşmasını hızlandıracaktır.