Piyasaların seçim sonrasındaki temel beklentisi, ekonomideki dengelenme yani cari açıkta meydana gelen düşüşle beraber, başta üretim yapısında ne tür değişimler gerçekleştirileceği.
Orta vadede ekonomik potansiyelin kullanılması ve zorunlu olarak düşük büyümenin hedeflenmesinden kurtulmak için yani sürdürülebilir büyüme hedefi için ekonomik değişimin gerçekleştirilmesi artık zorunlu bir durum.
SEÇİM SONRASI: EKONOMİDE DEĞİŞİM
Seçim sonrası dönemde seçimsiz 4 yıldan fazla bir sürenin olması yapısal anlamda ekonominin üretim yapısını değiştirecek adımlar için de uygun bir zaman dilimine işaret ediyor.
Açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda üç temel başlıktan biri olan ekonomide “değişim” ekseninde makroekonomik göstergelerde değişim için yapılacaklar açıkça belirtilmiş. Bu değişim ile birlikte cari açığın ekonomide tetikleyeceği olası dış finansman ihtiyacı ve bundan kaynaklanan yüksek faiz, yüksek enflasyon ve kur artış olasılığının azalması önemli.
Dolayısıyla, ekonomide faiz-kur- enflasyon döngüsünün belli sıklıklarla harekete geçmemesi ekonomideki değişimin belki de en somut göstergesi olacak. Çünkü Türkiye bu sarmalı sürekli yaşıyor ve bu sarmal makroekonomide oluşan tüm dengeleri olumsuz anlamda değiştirdiği gibi mevcut kazanımları da götüren bir süreç olarak karşımıza çıkıyor.
En son geçen yıl Ağustos ayında kur üzerinden oluşturulan şokun başta enflasyon ve faizler üzerinde nasıl bir etki yaptığını çok somut bir şekilde gördük.
Şimdi bu kısır döngünün kırılması için yeni bir dönemin başındayız.
FİNANSMAN KULLANIMINDA TERCİHLER VE YENİ FİNANSMAN İHTİYACI
Ekonomide cari açığın finansmanı son derece önemli bir konu. Finansman kaynaklarının daha uzun dönemli yatırımlara yani üretimi güçlendiren, katma değerli ürün üretimini artıran, yurtiçinde üretilmesi mümkün ithal girdilerin ülkede üretilmesi için gerekli olan yatırımlara aktarılması artık stratejik olmanın ötesinde zorunlu bir durum haline gelmiştir.
Dolayısıyla, kamunun dış finansman ihtiyacının azalması ve özel sektör için gerekli olan finansman ihtiyacının hem zorluk olmadan hem de uygun koşullarda karşılanması çok ama çok önemli.
Bu nedenle, dış finansman ihtiyacının uygun koşullarda sağlanması ya da bu finansman ihtiyacını karşılarken zorluklarla karşılaşılmaması yapısal adımlar için de ön koşul gibi.
SWAP NEDİR?
Günlük yaşantımızda sıklıkla konuşulmasa da ekonomide özellikle de para piyasalarında kullanılan birçok işlem var.
Bankalar sanılanın aksine tahvil, bono, repo gibi işlemlerden çok swap (takas, değiş- tokuş) işlemi yapmaktadırlar. Bankalar ellerindeki varlıkları belli bir süreliğine diğer bankalar ile değiştirmektedirler. Sözleşmenin vadesi geldiğinde tekrar kendi varlıklarını geri almakta ve ödünç aldıkları varlığı da geri vermektedirler. Bu varlık takası gerçekleşirken her iki tarafta ellerinde bulundurdukları süre boyunca birbirlerine faizödemektedirler.
Swap işlemlerinde, faiz oranları ile döviz kurlarındaki değişimler sonucunda ortaya çıkan farklar kurumun bir miktar kar etmesini sağlamaktadır. Bu yöntem aynı zamanda riskleri azaltmak için de kullanılan bir yöntemdir.
Mesela, piyasada Dolar/TL kurunun yükselmesini bekleyen yatırımcılar TL swap işlemi yaparlar ve elde ettikleri TL’yi açığa satarak tekrar dolar satın alırlar. Aldıkları dolar ile vadenin gelmesini beklerler. Vade geldiğinde kur yükselmiş ise TL satın alırlar ve sözleşmede belirtilen TL yükümlülüğü öderler. Aradaki fark kadar kar etmiş olurlar.
Bu da kurlarda oynaklığa sebep olacak önemli bir faktördür.