ABD tarafından İran’a uygulanan yaptırımlar kapsamında geçen yıl Kasım ayında Çin, Hindistan, Güney Kore, Japonya Türkiye, Yunanistan, İtalya ve Tayvan’dan oluşan 8 ülkeye 2 Mayıs 2019’a kadar geçici muafiyet tanınmıştı.
Yüksek oranda petrol bağımlısı olan ve yüksek miktarda petrol talebi olan başta Çin ve Hindistan’a, petrol tüketiminin kısılması ihtimaline karşı, zaman kazandırmak için ve dünya piyasalarında petrol fiyatlarında herhangi bir şok yaşanmaması adına bahse konu muafiyet gündeme gelmişti.
ABD’nin, petrol fiyatlarında yaşanabilecek şiddetli bir dalgalanmanın önüne geçmek için altı aylık geçici muafiyet tanıdığı bu ülkeler, İran’ın petrol ihracatının yüzde 75’ine karşılık geliyordu.
2 Mayıs’ta süresi dolacak bu muafiyet uygulamasının söz konusu ülkeler için uzatılamayacağı ABD tarafından açıklandı.
Şimdi cevabı aranan sorular şunlar: Türkiye ve Asya’nın önemli ülkeleri olan Çin ve Hindistan ne yapacak? Alternatif petrol üreticisi ya da üreticileri kim olacak? İran’ın piyasadan zorunlu olarak çıkarılmasından, küresel enerji piyasalarındaki petrol fiyatları nasıl etkilenecek?
PETROL FİYATLARI ARTACAK MI?
Muafiyetin kaldırılacağı haberleri gündeme gelince, petrol fiyatlarının artış trendine girdiğini gördük. Son dönemlerde zaten Venezuela, Libya, Nijerya’daki arz kesintileri nedeniyle dünya petrol talebini karşılama noktasında bir sıkıntı vardı.
İran’ın dünya petrol piyasalarından tamamen dışlanması, şu anda ihraç ettiği günlük yaklaşık 2 milyon varil petrol üretiminin, 1 milyon varilin altına düşmesi petrol fiyatlarını şüphesiz ki etkileyecektir.
Bu süreçte dünya petrol fiyatlarının ne yöne doğru evirileceği, mevcut petrol üreticilerinin başta da OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) üyesi ülkelerden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin petrol arzına ne kadar katkı yapacağıyla birebir ilgilidir.
Dolayısıyla OPEC’in petrol arzı konusunda nasıl bir yol izleyeceği önemli.
OPEC NE YAPACAK?
ABD, dünya petrol fiyatlarında yüksek artış ihtimaline karşı, başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere, OPEC üyesi ülkelerle yürüttüğü müzakerelerde petrol üretimini artırmaları yönünde zorluyor.
ABD’nin aslında yapmak istediği, dünya petrol denkleminde değişiklik yapmak. Bir yandan İran’ı bu denklemden çıkarıp, kendisinin belirlediği yeni denklemde Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni önemli birer aktör haline getirmek isterken, diğer yandan da dünyaya kimden petrol alınması gerektiğini dayatıyor.
Açıkçası İran’ın tamamen devre dışı kalması halinde, ortaya çıkan arz eksikliğini, OPEC ülkeleri rahatlıkla karşılayabilir. 2018 verilerine göre OPEC’in günlük petrol üretimi, yaklaşık 35 milyon varil. Dünya petrol üretimi de yaklaşık 83 milyon varil. Yani OPEC ülkeleri global petrolün yaklaşık yüzde 40’ını üretiyorlar.
Rezerv noktasında da OPEC ülkeleri, dünya petrol rezervlerinin, üçte ikisine sahip durumda. Dolayısıyla, OPEC’in bu alandaki gücü, tartışmaya yer bırakmayacak kadar büyük ve net.
TÜRKİYE NE YAPACAK?
Türkiye tükettiği petrolün yaklaşık yüzde 80’ni ithal ederken, bu ithalatta İran’ın payı yaklaşık yüzde 25 oranında. Yani İran’dan ithal edilen petrolün bir şekilde telafi edilmesi Türkiye için hayati öneme sahip.
Ancak petrol fiyatlarındaki olası artışlar, bizim gibi petrol bağımlılığı yüksek olan ülkelerde hem ithalat faturasının yükselmesine hem de fiyat artışlarına sebep olacağı içinekonomik anlamda kayıplar oluşturacağı öngörülmektedir.
Bu noktada, ABD yaptırımlarını bertaraf edecek ve Avrupalı ekonomik aktörleri, yaptırımların etkisinden koruyacak ve Almanya, Fransa ve İngiltere’nin öncülüğünde İran ile yeni bir ticaret mekanizmasının hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu, Türkiye için de ortaya çıkacak kayıpları kısmen de olsa telafi edebilir.