ABD’nin İran’a yönelik aldığı yaptırım kararlarının uygulamaya geçmesi, İran ekonomisinde başta kur artışı ve hayat pahalılığı gibi birçok sosyal huzursuzluğa neden oluyor.
Diğer taraftan İran-ABD arasında oluşan yeni gerginlik hem İran’ın ticaret ortakları açısından hem de enerji sektöründe
İRAN’IN TİCARET ORTAKLARI NASIL TAVIR ALACAK?
Bu hafta uygulamaya konulan yaptırımlara bölge ve müttefik ülkelerin tepkisi, kısa vadede küresel ekonominin yönünü de belirlemiş olacak.
Almanya, Fransa ve İngiltere İran’la imzalanan nükleer anlaşmanın kendi ülkelerinde hala geçerliliğini koruduğunu ifade ederken, ekonomilerinin yaptırımlara karşı ne kadar esneklik göstereceğini hem iktisatçılar hem de siyasetçiler merakla bekliyor.
Bu arada Nükleer Barış Anlaşması'nın tarafları olan İngiltere, Fransa ve Almanya özel sektörüyle yaptırımları destekler nitelikte kararlar alırken diğer taraftan diplomatik iletişimi hızlandırarak ABD’yle mesafeli bir yol bulma çabasında.
Bu meyanda, Almanya’nın özel sektör firmaları İran’dan çıkma kararı alırken Almanya Dışişleri Bakanı’nın İran’la yapılan nükleer anlaşmanın Almanya’da hala yürürlükte olduğuna dair açıklaması bu görüşü destekler nitelikte.
Diğer yandan, Fransız otomotiv firması İran’daki üretimini durdurma kararı alırken; İran’da yıllardır üretimini sürdüren Japon otomobil firması ABD’deki pazar payını kaybetmemek için İran’dan çıkma kararı aldı. Hâlbuki ABD yönetimi nükleer anlaşmadan geri çekildiğini duyurduğunda Macron, Trump’ın aldığı kararın hata olduğunu ifade etmişti.
Yaptırımların genişletilmiş ve derinleştirilmiş ikinci safhasının da 4 Kasım 2018’de devreye girmesi bekleniyor. 4 Kasım’da uygulamaya konacak enerji odaklı yaptırımların enerji arz güvenliğini ülkelerin gündeminde öncelikli sıraya yerleştireceği öngörülürken çok kutuplu dünyanın ekonomik işbirliklerinin temelleri de bu süreçte atılacağa benziyor.
ÇİN VE RUSYA’NIN TAVRI
Aynı zamanda Birleşmiş Miletler Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olan Rusya ve Çin ise hem jeopolitik konumlarından hem de Avrasya ve Ortadoğu politikalarında müttefik olarak hareket etmelerinden dolayı İran yaptırımlarına karşılık alacakları tavır ayrıca mercek altına alınmış durumda.
Nitekim Pekin yönetiminin ABD yaptırımları karşısından Tahran yönetimiyle işbirliğini sürdüreceği çok açık. Çünkü ABD bir taraftan İran ekonomisini hedefe koyan yaptırımları gündeme getirirken diğer taraftan ticaret savaşları bağlamında Çin ürünlerine vergi oranlarını arttırarak Çin yönetimine de gözdağı veriyor.
Pekin yönetimi ise yaptırımlar karşısında Avrasya politikalarında müttefiki olan İran’la dostluğunu küresel ticarette de sürdürmek istiyor.
Rusya’nın da İran ile enerjide rekabet halinde olmasından dolayı nasıl hareket edeceği tahmin edilmese de İran’ın yaptırımlar nedeniyle devre dışı kalması Rusya’ya önemli bir kapı aralayacaktır. Rusya’nın da bu fırsatı kullanacağı öngörülmektedir.
ENERJİ DENKLEMİ DEĞİŞİYOR MU?
İran’ın yaptırımlar sonrası petrol ihracatında düşüş yaşamasının, bölgesel ve küresel enerji politikalarında değişikliğe sebep olması bekleniyor.
Bu yaptırımlar bir taraftan Suudi Arabistan gibi büyük rezervlere sahip olan ülkelerin devreye girmesini sağlarken diğer taraftan ABD’nin petrol fiyatlarındaki artışla beraber yeni teknolojilerle piyasaya girmesini motive edecektir.
Bununla birlikte, yaptırımlara tepki olarak İran’ın kontrolünde olan, Körfez ülkeleriyle sorun oluşturan ve dünya petrolünün yüzde 30’unun transferinin gerçekleştiği Hürmüz Boğazı’nın İran tarafından kapatılma ve boğazdaki petrol akışının kesintiye uğrama olasılığı da küresel enerji ticaretinde yeni bir krize sebep olacak gibi gözüküyor.
birçok ülkeyi ilgilendiren önemli bir konu haline gelmiş bulunuyor.