Doğu Akdeniz’de doğalgaz kaynaklarının keşfedilmesi ile birlikte bölgede yeni bir denklem oluşturma ve aktörleri bir araya getirme çabaları daha da arttı. Bu durum bölgede yeni bir blok oluşması anlamına geliyor.
Özellikle doğalgazın boru hattı ile Avrupa’ya taşınmasını hayata geçirme konusunda bölge ülkeleri ve onları destekleyen ABD ve AB’nin uzun süredir üzerinde çalıştıkları Doğu Akdeniz Boru Hattı (EastMed) projesini hayata geçirmek için yeni arayışlar içinde olduğunu görüyoruz.
Peki ABD ve AB ülkeleri, bu bölgede keşfedilen enerji kaynaklarına, bu kaynakların transferlerine ve bölgedeki ülkelere karşı neden bu kadar ilgililer?
ABD’NİN YAKIN İLGİSİ
Geçtiğimiz hafta İsrail’de İsrail-Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun da katıldığı bir toplantı gerçekleşti.
Doğu Akdeniz gazının Avrupa’ya ulaştırılmasını hedefleyen “EastMed” projesi de toplantının ana gündem maddeleri arasında yer aldı. Açıkçası bu durum bölgede farklı motivasyonların devrede olduğunun da göstergesi. Görünen o ki bu ülkelerin Doğu Akdeniz’de ayrı bir blok oluşturma çabaları var.
Toplantı sonrasında yapılan açıklamada da “Doğu Akdeniz’de bölgesel işbirliğini arttırma, enerji bağımsızlığını destekleme ve güvence altına alma” konularında anlaşmanın sağlandığı açıklandı.
Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervlerine olan ilgi, bu rezervleri enerji arz güvenliğini sağlamada çeşitlilik arayışlarını karşılayan ve bölgedeki bir çok dengenin değişimine kaynaklık edeceği beklentisinden kaynaklanmaktadır.
AB ÜLKELERİNİN BÖLGEYE İLGİSİ ARTIYOR
Şubat ayında Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın Sisi ile Mısır’da bir araya gelmesi Doğu Akdeniz’de AB‘nin ne kadar ilgili olduğunun göstergesi.
Hem Yunanistan hem de AB ülkelerinin EastMed projesine olan desteklerinin altında, Türkiye’nin enerjide köprü olma ya da daha ileri aşaması olan Türkiye’nin “enerjide merkez ülke” hedefinin gerçekleşmesini istememeleri yatıyor.
Bu nedenle Türkiye’nin transit ülke konumunu görmezden gelerek bölgedeki doğalgazın Yunanistan üzerinden AB ülkelerine transfer etme çabası içerisindeler. Bu stratejinin gerçekleşmesi AB tarafından hem fikir olarak hem de ekonomik olarak desteklenmektedir.
Çünkü, Avrupa Birliği’nin ekonomi ve dış politikasında enerji, başta doğalgazda arz güvenliği stratejik bir öneme sahip.
Doğalgazda enerji arz güvenliğinin Doğu Akdeniz kaynakları tarafından sağlanması ve bunun AB’nin istediği şekilde gerçekleşmesinin AB açısından iki farklı açılımı olacak.
AB bir taraftan Türkiye’yi enerji denkleminin dışında bırakmaya çalışırken diğer taraftan da Rusya’dan kurtulma hedefleri bulunuyor. Yani enerjide Rusya’ya olan bağımlılığı azaltacaktır. Çünkü, AB ülkelerinin her biri enerji bağımlılığı yüksek olan ülkeler.
DOĞU AKDENİZ GAZ FORUMU
Daha önce de Doğu Akdeniz bölgesinde yer alan bazı ülkeler doğal gaz üretimi, tüketimi ve transit ülkeleri bir araya getirmek için Doğu Akdeniz Gaz Forumu kurmak amacıyla bir araya geldiler. Bu foruma İsrail, Filistin, Yunanistan, İtalya, Ürdün, Mısır ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi katıldı.
Bölgenin en önemli aktörleri olan Türkiye ve KKTC’yi bu forumun dışında bırakmaları bu ülkelerin gerçek niyetlerini göstermektedir.
Görünen o ki Doğu Akdeniz’deki enerji denklemi oldukça hassas ve her an dengelerin değişebilmesi söz konusu. Doğu Akdeniz’deki ülkelerin enerji transferinde bölgenin en stratejik ülkesi olan Türkiye’yi devre dışı bırakma çabaları, Doğu Akdeniz’i çözüm değil bir çıkmaz bölgesi haline getirecektir.