Ülkemiz sancılı bir süreçten geçerek seçime yaklaşırken, sahadaki sessizlik her kesimi korkutmakta.
1 Kasım seçimlerinin ülkemiz için ne denli anlam ifade ettiğini ise dış güçler ve iç hainler kadar iyi idrak edemediğimizden olsa gerek ki, yeterli gayret içerisine girmiş ve seçim havasını solumaya başlamış değiliz.
7 Haziran seçimleri sonrası istediklerini kısmen de olsa alan ihanet çetesi, sinsi ve kirli bir oyunla ve bir o kadar cesur ve saldırganca seçim çalışmalarına devam ediyor. 1 Kasım seçimin kendileri için son çıkış noktası olduğunu kendilerine bağlı olan her bir ferdin kafasına adeta işliyor ve gerekirse hayatlarını dahi ortaya koymalarını emrediyorlar.
Peki ya bizler?
Ak Parti Erzurum adayları içerisinde gecesini gündüzüne katanlar da, her fırsatta şov yapıp keyfine bakanlar da var!
Doğaçlama gelişen oy artışı üzerine bir tane oy daha koyup altıncı aday için mücadele eden de, şimdiden olası başarıları sahiplenmeye hazırlananlar da var!
Alttakinin canı çıksın hesabına yapanlar da, olası bir başarısızlıktan nasıl bir çıkar sağlarımın hesabına yatanlar da var!
Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Sen Ben Yok, Türkiye Var’ derken, tüm olanlara kulak tıkayanlar da var!..
Var da var….
Lakin o hesaplar öyle olmaz,
Böyle olur!
Şimdi sözüm boş hesap yapanlara ve ucuz kahramanlık rolüne soyunanlara;
1 Kasım’ın ne denli önemli olduğunu idrak etmek istersen bir dönüp 1990 lı yıllara bak,
28 Şubat zulmüne ve ardından gelen krizlere bak,
Tüm dünyada başsız kalmış ve küfrün işgali altında hayatlarını sürdürmeye çalışan İslam alemine bak,
Tüm bu zulümlere karşı, Türkiye gibi baş kaldıran başka bir ülke olup olmadığına bak!
Bak ve o ahmak kafana şunu sok!
1 Kasım Türkiye’ye ya 2071’i getirecek veya 1920 ye geri götürecek!..
Ya bu zulme karşı gelecek veya tüm bu zulmün ortağı olacağın bir yarışın içerisinde olduğunu unutma.
Basit hesapları, ucuz kahramanlıkları ve şov yapmayı bırak,
Ve yarından sonra 1 Kasıma kadar gerekirse uyuma!