İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları 29. gününde de sürüyor. Gazze'deki katliamın can yakan rakamlarını Birleşmiş Milletler açıkladı. BM kuruluşları, Gazze’de İsrail saldırılarında öldürülenlerin yüzde 67’sinin kadın ve çocuklardan oluştuğunu duyurdu.
İsrail çocuk hastanesini bombaladı
Gazze'de kadın, bebek, çocuk katliamı yapan İsrail bu sabah saat 09:20 sularında Gazze'nin batısındaki Nasr Çocuk Hastanesinin girişini bombaladı. Saldırıda ilk belirlemelere göre çok sayıda ölü ve yaralı olduğu kaydedildi.
BM Fonu (UNFPA), BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Gazze’deki gelişmelere ilişkin ortak açıklama yaptı.
Hastaneler alt üst oldu
Bombardımanların sağlık tesislerine büyük zarar verdiği işaret edilen açıklamada, su ve elektrik kesintileri, kısıtlı gıda ve ilaç sıkıntısı nedeniyle kadın doğum, yeni doğan ve çocuk bakım servislerinin altüst olduğu ifade edildi.
Gazze'de 50 bin hamile kadın var
Açıklamada, halihazırda Gazze’de 50 bin hamile kadının bulunduğu belirtilirken 14 hastane ve 45 sağlık merkezinin kapanmasıyla bazı kadınların barınak, ev veya enkazlar arasında doğum yaptığı kaydedildi.
Yeni doğanların hayatı pamuk ipliğine bağlı
Yeterli bakım olmadığı için gebelikte anne ölümlerinde artış beklendiği aktarılan açıklamada, “Yeni doğanların hayatı pamuk ipliğine bağlı. Eğer hastanelerin yakıtı tükenirse, kuvöz ve diğer tıbbi teçhizatlar çalışamayacağı için, yoğun bakım ve yeni doğan bakımına muhtaç 130 prematüre bebeğin hayatı tehlikeye girer.” uyarısında bulunuldu.
Öldürülenlerden bazıları birkaç aylık bebekler
Açıklamada, gazze Şeridi’nde 2 bin 326 kadın ve 3 bin 760 çocuğun öldürüldüğü, bunun tüm can kayıplarının yüzde 67’sine tekabül ettiği bildirilirken “Bu her gün 420 çocuğun öldürüldüğü ya da yaralandığı anlamına geliyor. Bunlardan bazıları sadece birkaç aylık bebekler” ifadesi kullanıldı.
Acilen çatışmaya insani ara verilmesi gerektiğinin altı çizilen açıklamada, siviller ve özellikle çocukların uluslararası insancıl hukuk uyarınca korunması gerektiği vurgulandı.