Seçim çalışmaları kapsamında teşkilat mensupları ile bire bir temas ederek eğitim faaliyetlerini sürdüren DEVA Partisi, bu anlamda Erzurum İl Başkanlığı koordinasyonu ile, ilçe teşkilatlarını eğitim programına tabi tutuyor.
DEVA Partisi Erzurum İl Başkanı Vahit Bingöl’ün, “Zaman durulacak zaman değil, bizim çok çalışmamız lazım.” sloganı ile başlayan toplantı, DEVA Partisi İnsan Kaynakları ve Parti İçi Eğitim Bölge Koordinatörü semra odabaşı Başkanlığında teşkilatların tam katılım gerçekleşti.
Eğitim programı öncesi, kurmayları ve katılımcı teşkilatları ile birlikte basın toplantısı gerçekleştiren Başkan Bingöl, ağırlaşan ekonomik sorunların vatandaşları içinden çıkılamayacak bir borç sarmalına sürüklediğini söyledi.
Geçmişten günümüze, akaryakıt yanı sıra temel gıda maddesi olan un fiyatları üzerinden hükumete yüklenen Bingöl, deva partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın son bir hafta içerisinde yapmış olduğu iflas riskine dikkat çekti.
Babacan’ın Türkiye’nin iflas riski ile karşı karşıya olduğu açıklamaların kamuoyu tarafından yeterince değerlendirilmediğini dile getiren Başkan Bingöl, ‘Şimdiye kadar yaptığı açıklamaları ile Türk siyasetinin en sakin ismi olarak tanımladığımız Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın bile, iflas riskimiz karşısında ne kadar kaygılı olduğunu vücut dili ve tedirginliği ile görüyoruz.’ dedi.
‘DEVA Partisi teşkilatları olarak zaman durulacak zaman değil, bizim çok çalışmamız lazım’ diyen ve teşkilatını Türkiye’nin ve özelde Erzurum’un geleceği için daha yoğun bir çalışma içerisine girmesi gerektiğinin vurgusunu yapan başkan Bingöl, ‘DEVA Partisi muhalefet olsun diye kurulmadı, iktidar olmak için kuruldu. Çalınanın her şeyin hesabını soracağız. Halkımız ‘bu işi başarırsa Ali Babacan ekibi başarır’ diyor. Bu ülkeyi düşmüş olduğu müşkülattan ya kurtaracağız, ya kurtaracağız.’ dedi.
İşte Başkan Bingöl’ün konuşma tam metni;
“Haziran 2021 yılında bu rakam 3,9 Trilyon idi. Tam bir yılda yurt içindeki kredi yükümüz yüzde 44 yani 1,7 Trilyon artmış. Mevcut nakdi kredi borcunu 84 milyona böldüğümüz zaman kişi başı 67 bin lira ediyor. Çekirdek ailenin 4 kişiden oluştuğunu düşünürsek hane başı kredi yükü 268 bin lira.
Peki bu tablo Erzurum için nasıl? 31 Mart 2022 tarihi itibariyle Erzurum’da toplam 19,7 milyar gerçek ve tüzel kişilerin nakdi kredi riski bulunuyor. Mevcut kredi borç tutarını Erzurum nüfusu olan 756 bin kişiye bölersek ortalama kredi riski 26 bin lira seviyelerine denk geliyor.
Çekirdek ailenin 4 kişiden oluştuğunu düşünürsek hane başı kredi yükü yaklaşık 104 bin lira. Belki sizin, benim kredi borcum yok ama bu borç Erzurum’un borcu. 104 bin lira sadece bankalara olan kredi borcu.
Bunun yanında el borcu, cari borç, eşine, akrabasına olan borç, piyasa borcu var. Bir hane 104 bin lira borcu kısa vadede ödeyebilir mi?
Birkaç tane makro ekonomik veriyi sizinle paylaşayım, ödenir mi ödenmez mi siz karar verin. TÜİK verilerine göre mayıs ayı Üretici Fiyat Endeksi yıllık yüzde 132,16. Asgari Ücret 2022 yılında 4.253 TL.
Açlık sınırı asgari ücreti geçmiş, 6.017 TL. Yoksulluk sınırı 19.602 TL. Nisan ayı işsizlik yüzde 11,3. Türkiye’de 2022 yılında asgari ücretle çalışan 10 milyon kişi var. Hatta asgari ücretin altında bir ücretle çalışan işçi sayısı 3,5 milyon.
Bu gelir düzeyi ile bu borçlar ödenir mi? Ödenmez. Ödenemez. Asgari ücretin bir yıllık toplamı 51 bin 36 lira. Kamuda çalışanın maaşı ortalama 10 bin TL olsa yılda 120 bin lira eder. Hiçbir şey yemese-içmese, harcamasa bile ödeyemez.
Sonuç, halkımız icralık. Zaten bu durum Erzurum İcra Daireleri verilerine de yansımış durumda. Erzurum’da ilçeler hariç merkezde 5 icra dairesi var. 2021 yılında her icra dairesinde icra dosyası sayısı ortalama 13-14 bin seviyelerinde ulaşıyor. Tüm icra dairelerindeki icra dosya sayısı tam 70 bin adet
Bu korkunç bir rakam. Erzurum merkez nüfusu 2021 yılında 377 bin idi. İcra sayısının nüfusa oranı yüzde 18-19 civarında. Yani yaklaşık her 5 kişiden 1’i icralık.
2022 yılı haziran ayında ise her icra dairesinde icra dosya sayıları 6 binlere dayandı. Toplam icra dosya sayıları 25-30 seviyelerine geldi. Bu konjonktürde korkarım ki sayı 2021 yılı icra dosya sayılarını maalesef geçecek.
Peki hem Erzurum hem ülkemiz batma noktasına gelmişken sivil toplum kuruluşları ne yapıyor? Sessizliğe gömülmüş kendi işlerini yürütmeye çalışıyorlar. Bu konularla ilgili şimdiye kadar bir açıklama duydunuz mu?
Oysa hep birlikte sessizce batıyoruz. Halk icralık olmuşken iktidarın yanlış politikalarına yönelik sivil toplum kuruluşlarından bir tane açıklama gelmiyor. Neden? Sebebi korku mu yoksa menfaatler mi? Bu sorunun cevabını da sizlere bırakıyorum.”