Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İİT Bölgesindeki Kızılay ve Kızılhaç İşbirliği Ağı Kuruluş Toplantısı’nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan: Güvenliğini sağladığımız diğer bölgeler gibi Fırat'ın doğusunu da çok yakında huzura, emniyete ve istikrara kavuşturacağız. Bu amaçla Amerika ve Rusya başta olmak üzere sahada askeri varlığı olan güçlerle temaslarımızı sürdürüyoruz. Her iki tarafla da son derece olumlu istişareler gerçekleştirdik. Diplomatik çabalarımızı devam ettirirken aynı zamanda da bir sonraki adım için hazırlıklarımızı tamamladık.
İşte Başkan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
İslam dünyası, çoğu kendi topraklarında vuku bulan krizlerle etkili ve başarılı bir mücadele yürütememiştir. Geride bıraktığımız 2,5 yılı aşkın sürede İslam alemi olarak gerçekten sancılı sıkıntılı günler yaşadık. Özellikle Yemen'de insanlık ürünü en büyük açlık felaketlerinden biri yaşanıyor.
FIRAT'IN DOĞUSUNU EMNİYET VE HUZURA KAVUŞTURACAĞIZ
İslam dünyası çoğu kendi topraklarında vuku bulan bu krizlerle etkili bir mücadele yürütememiştir. Suriye'de 1 milyon insanın hayatını kaybetmesine, 12 milyon Suriyelinin evini terk etmesine neden olan zulüm ülkemizin çabalarıyla bir nebze hafiflemiştir. Astana görüşmeleriyle Suriye'de kalıcı çözüm için mesafeler alındı. Bugün Suriye'de DEAŞ varlığı neredeyse kalmadı, mevcutlarının da terör örgütü YPG'ye meşruiyet kazandırmak için bırakıldığını gayet iyi biliyoruz.
BİNLERCE TIR SİLAH GÖNDERİLMİŞTİR
DEAŞ ortaya çıkışında belli güçlerin bölgedeki emellerine hizmet eden bir piyon olduğu ortaya çıkmıştı. Sivilleri katletmişti. Aynı dönemde terör örgütü Türkiye'yi hedef alarak birçok kanlı eyleme imza atmıştı. Batılı devletler, bu örgüt kendi topraklarında terör faaliyetine giriştiğinde farkına varmıştır. Sırf DEAŞ'la mücadele ediyor diye çocukları silahlandıran, camileri, okulları yıkan kanlı çeteye binlerce TIR silah gönderilmiştir. Türkiye sadece terör örgütlerinin kökünün kurutulması için değil, aynı zamanda çatışmaların sebep olduğu insani krizlerin etkilerinin hafifletilmesi için de büyük gayret sarf ediyor. Bugün Türkiye milli gelire oranla dünyanın en fazla yardım yapan ülkesidir..
GÖRMEYELİM Mİ, SÖYLEMEYELİM Mİ, ANLATMAYALIM MI
Mülteci botlarını şişleyerek batırmaktan bahseden büyük bir vicdansızlıkla hepimiz karşı karşıyayız. Görmeyelim mi, söylemeyelim mi, anlatmayalım mı?
İNSANLARIN GÖZÜ ONLARI ARIYOR
Dünyanın neresinde olursa olsun, dara düşünce insanların gözü Kızılay ve Kızılhaç'ı arıyor. Uzmanlaşmış kurumsal yapılarıyla kriz anlarında kıtlık, açlık ve felaket dönemlerinde çok önemli görevler yapıyor. Görevlerinizi yaparken ne tür sıkıntılar yaşadığınız yeteri kadar bilinmiyor. Bir çuval unu, bir kutu bebek mamasını muhtaçlara götürebilmek için ne tür engellerle karşılaştığınız anlaşılamıyor. Kişi profesyonel olsa da bu işi meslek olarak da yapsa bu gönüllülük faaliyetidir. Sorumluluk duygusu olmadan bu iş yapılmaz, onca risk göze alınmaz. Kendilerine iyilik erleri, gönül neferleri olarak bakıyorum.
AB SÖZ VERDİĞİ HALDE SÖZÜNÜ YERİNE GETİRMEDİ
Yardım çalışmalarını sürdürürken, kimsenin diline, dinine, ten rengine bakmadık, bakmıyoruz. Bu nedenle milyonlarca Suriyeliye kapımızı açtık. Batılı devletler gibi sığımacıları toplama kamplarına, adalara mahkum etmedik. Bu insanlara sözde insan hakları havarisi ülkeler gibi vebalı muamelesi yapmadık. Pek çok batılı ülke mültecileri ötekileştiriyor, sorunların kaynağı olarak görüyor. Avrupa genelinde mültecileri ve yabancıları hedef alan ırkçı saldırılar artıyor. Suriyeli kardeşlerimize 35 milyar dolar kaynak aktardık. AB söz verdiği halde sözünü yerine getirmedi.
"EMNİYETE HUZURA KAVUŞTURACAĞIZ"
PKK/YPG, DEAŞ'lı teröristlerin silahlarıyla Rakka'dan çıkmasına izin vermiştir. En vahimi YPG/PYD terör örgütü tarafından bir kısım DEAŞ'lının ülkemize karşı eğitilmesi, silahlanmasıdır. Fırat'ın doğusunu çok yakında emniyete, huzura kavuşturacağız. Sahada askeri güçlerle temasımızı sürdürüyoruz. Olumlu istişareler gerçekleştirdik. Diplomasiyi yürütürken bir sonrası için hazırlıkları tamamladık. İlk aşamada ülkemizde yaşayan 4 milyon Suriyeli kendi evlerine dönebilecekleri güvenli bölgeler oluşturmayı hedefliyoruz. Azez, Cerablus, Afrin gibi yerlere geri dönüş yaptı. Tesis edeceğimiz güvenli bölgeyle bu sayının milyonları geçeceğine inanıyorum.