Recep İvedik filmi ilk kez 2008 yılında yayımlandığında hiç kimsenin beklemediği bir satış rakamına ulaştı. Kabalıklarıyla, küfürleriyle, davranış ve hareketleriyle normal zamanda yüzüne bile bakmayacağınız bir karakter, iş sinema filmine gelince herkesin izlediği hatta çocukların sokaklarda taklidini yaptığı bir rol modele dönüştü. Yapımcılar ve şirket sahipleri bu rakamlar neticesinde filmin serisini yapmaya karar verdiler. İkincisi, üçüncüsü derken en son Recep İvedik 5 çekildi. Öyle az buz rakamlardan bahsetmiyorum elbette. Bu filmden elde edilen toplam gelir iki yüz milyon lirayı buluyor. Bu rakam Afrika’nın toplam servetinin yaklaşık beşte biri kadar.
Normal zamanda bu tür birinin yanına gitseniz hem de para vererek gitseniz, onunla aynı zihniyette değilseniz ki bu yazıyı okuyorsanız değilsinizdir, asla onu yanınızda barındırmazsınız. Onun konuştuğu her şey gözünüze batar, küçümsersiniz hatta acırsınız bile.
Bu şuna benzer. Herkes bir şeyler yapıyor diye siz de aynısını yapmak zorunda değilsiniz. Bu filmin böyle bir başarı elde etmesinin nedeni herkes izledi ben neden izlemeyeyim psikolojisidir. Sırf bu psikolojide olduğunuz için o adamın yaptığı her davranış size komik geliyor. Eğleniyorsunuz, eleştirmek işinize gelmiyor çünkü toplamda on iki milyon kişinin izleyip güldüğü bir filmi eleştirmek cesaret ister. Hele muhatap olduğunuz kişiler arasında sizinle karşıt düşüncelere sahip birileri varsa bu daha da zor.
Diyelim ki yeni taşındığınız mahallede günlük ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz bir bakkal var. Herkes o bakkalın peynirine, sütüne, organik yoğurduna, kuru bakliyatlarına hayran. Siz de herkesin övdüğü peynirden, sütten, almak için bakkalın yolunu tutuyorsunuz. Fakat içeriye girdiğinizde karşılaştığınız manzara tam bir felaket. Peynirin ve yoğurdun üzerinde sinekler kol geziyor, kuru baklagil çuvallarının içinde kelebekler aile apartmanı inşa etmişler. Hafif bir mide bulantısı çekerek bakkaldan dışarı çıkıp soruyorsunuz; ya sen bu bakkalın neyini övüp duruyorsun, sinekler organik sütün üzerinde olimpik havuz keyfi yapıyor? Karşınızdaki adam “olsun ama tadı çok güzel” cevabını verirse bu sizin bakkal hakkındaki düşüncelerinizi değiştirir mi?
Sırf dostlar alışverişte görsün diye para harcanmaz. Herkes özgün düşüncelere sahiptir. Herkes kanuni olarak on sekiz yaşından sonra yetişkin ve kendi kararlarını verebilecek düzeye gelmiş oluyor. Buna saygı göstermek zorundayız ama herkes “sinekli bakkal” a gidiyor diye bizim de oraya gitmemiz gerekmez. Bunun psikolojide elbette terimsel bir karşılığı vardır ama benim kendi tanımlamam “Recep İvedik Sendromu” şeklindedir.