Cemaat ile AK Parti'nin arasının bozulmasına 2 sene vardı.
İlki 5 Mayıs 2011'de olmak üzere Palandöken gazetesinde "Cemiyete mi Cemaate mi Hizmet?" başlıklı ve benzer birkaç yazı yazdım, cemaatin büyük bir şehvetle devlette kadrolaşmasına ve toplumu dizayn etmesine isyan ettim. Cemaate boyun eğmeyen herkesin ötekileştirilmesine, mağdur edilmesine...
AK Parti'nin ayak takımı, cemaate yaptığımız eleştirilerden dolayı beni AK Parti düşmanı yahut "öteki" gibi görüyor, hakkımda hakikatin ötesinde algı oluşturmaya çalışıyordu.
AK Parti muhalifleri, kendisini şehrin sahibi sanan zevat da AK Parti ile cemaat el ele kol kola diye Fethullah Gülen'e "FETOŞ" ve benzeri ifadeler kullanıyor, Fethullah Gülen'e çok ahlâksız yakıştırmalar ve dedikodular üretiyorlardı.Dinleyenin yüzünün kızaracağı... Beni kendilerinden sanıyorlardı ki eleştirdiğim insanlar olsalar bile cemaatle ilgili o günkü galiz ifadeleri duymak beni rahatsız ediyordu. Ölçüsüz idiler.
Gün oldu, devran döndü...
Sene Aralık 2013 oldu..
Süreçte cemaatin "Paralel Yapı" "FETÖ" adıyla yasadışı örgütlenme olduğu devletçe tespit edildi, itiraf edildi, kabul edildi.
Haklıydık, haklı çıktık. Meselemiz HAK idi çünkü.
U DÖNÜŞÜ-1: AK Parti'nin ayak takımı, dün cemaatin yılmaz savunucusu olanlar, anında bir sert "U" dönüş yaptılar. Başladılar siyasi ikbal uğruna birbirlerini satmaya... Yağ satarım bal satarım... Sevsinler.
U DÖNÜŞÜ-2: Şehrimizin AK Parti muhalifleri, -onlar kendilerini çok çok iyi biliyorlar- o gün "Okyanus Ötesi" "FETOŞ" ve "... " diyenlerde de sert bir "U" dönüş... Şimdi FETOŞ dedikleri adam "Muhterem Hocaları" oldu.
Adamların tek kriteri AK Parti alerjisi... Değerleri, inançları...
U DÖNÜŞÜ-3: Hem din alerjisi olup hem “Ergenekon” ve “Balyoz” davalarının yılmaz savunucuları ulusalcı kanat ise sırf AK Parti aleyhtarlığı yüzünden bugünlerde cemaatçi olup çıktı. Sadece cemaatçi olsalar iyi… Ergenekon ve Balyoz davalarında Türk askerine reva görülen muameleye en sert tepkiyi verenler bugün, Türk askerine pusu kuran, 40 senedir sivil asker demeden masumları şehit eden terör örgütünün yüzünü yıkıyorlar. Apaçık bir şekilde destekliyorlar. Ne iş? Bu nasıl vatanseverlik?
U DÖNÜŞÜ-4: Güneydoğu’da terör örgütüne karşı tek mücadele eden biziz, dershaneler kapanırsa gençler dağa çıkar diyen cemaatçi ağabeylerimiz ablalarımız kapı kapı dolaşıp HDP’ye oy istiyorlar. Kendilerini tebrik ederim!! Dershaneler kapanınca gençleri dağa çıkarma konusunda verdikleri sözü pek âlâ tutuyorlar.
Ee, şimdi ne oldu?
Biz aynı noktadayız.
Sizlerin "U" dönüşlerinizle aklınız başınızdan gitmiş.
Dün "cemaat" merkezli siyasi mülahaza yapıp beni muhalif partili sananlar, bugün cemaat hakkında değişmeyen düşüncelerimizle iktidar partili olarak görebiliyor. Kendilerinin omurgasızlıklarını fark etmeden... Ya da işlerine öyle geliyor...
NETİCE: Tüm U dönüşlerde tek çıkış noktası AK Parti yahut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhtarlığı. Ne vatan, ne din, ne Kürt meselesi ne ulusalcılık, ne fikir, ne dava… Yani siyasi erki ele geçirme… Yani devletin tüm imkânlarını kendi çevrelerine sunamama sancısı… devleti ele geçirememe hırsı.
Bizi anlamak için her türlü siyasi, kişisel ve diğer çıkarlardan soyunmanız gerekir. O da çok zor...
Koynunuzdaki tanrılardan kurtulmanız lâzım,
Göğsünüzde Allah'ın adı dışında muska taşımamanız gerekir.
Çapsız çapsız adamlarla aynı dili kullanmadığımız kesin!
"Samimi" olmanız gerekir.
Okumanız, tüm taassuplardan uzak durmanız gerekir.
Siyasi ikbal peşinde koşanlar için de rahatsızlık vericiyiz, ucuz dedikodularla muhalefet olanlar için de..
Seçim değerlendirmesine gelince...
Dün -Ak Parti'nin en güçlü zamanında- nasıl yanlışa yanlış dediysek AK Parti'yi eleştirdiysek.
Bugün terörle mücadele ve kararlılık o kadar doğrudur, takdire şayandır.
Yanlışa yanlış doğruya doğru...
Sadece AK Parti aleyhine ittifak etmiş terör örgütlerine ve saz ekibine bakarak da bunu söyleyebilirsiniz.
Cumanız mübarek olsun!