Ticaret savaşlarının gidişatının merak edildiği bugünlerde ABD müttefiklerinden 4 Kasım’a kadar İran’dan petrol ithalatını durdurmalarını istedi. Böylece 8 Kasım 2016’da ABD’nin 58. Başkanı seçilen Trump, başkan seçilmesinin 2. yılında seçim kampanyasının en önemli vaatlerinden birini yerine getirmiş olacak.
ABD müttefik ülkelerini, İran’dan petrol ithalatını durdurmamaları halinde yaptırımlarla karşılaşabilecekleri konusunda uyardı. Özellikle Türkiye, Çin ve Hindistan gibi İran petrolü ithal eden ülkelerle konu hakkında temasların da gerçekleşebileceğini ifade etti.
Söz konusu yaptırım uyarısı küresel petrol piyasasında petrol fiyatlarının artışıyla tepki gördü. Ham petrol fiyatları uyarıyla yükselişe geçti ve Londra Brent türü petrolün varil fiyatı yüzde 1,9 artışla 76,15 dolara yükseldi. ABD’nin Batı Teksas (WTI) tipi petrolün varil fiyatı da aynı zaman diliminde yüzde 3,2 artışla 70,27 dolara kadar tırmandı.
PETROL İTHAL EDEN ÜLKELER NASIL ETKİLENECEK?
ABD’nin İran için planladığı dış politika gereçlerinden biri olan İran ambargosu aynı zamanda ticaret savaşlarını da bir sonraki faza geçirmeye aday. Nitekim İran’ın petrol ihraç ettiği ülkeler arasında, ABD’nin ticaret savaşlarında karşı karşıya geldiği Çin, yüzde 27’lik pay ile birinci sırada yer alıyor.
İran’ın petrol ihraç ettiği ülkelere bakacak olursak Çin yüzde 27 ile birinci sırada yer alırken Avrupa yüzde 17 ile ikinci, Hindistan’a yüzde 15 ile üçüncü ve Güney Kore’ye yüzde 11 ile dördüncü sırada yer almakta.
ABD aldığı bu yaptırım kararı ile bir taraftan dış politikada İran’ı izole etme politikasını hayata geçirirken bir taraftan da İran’ın en çok petrol ihracatı yaptığı ve ticaret savaşlarında da karşı karşıya geldiği Çin ve AB ülkelerini köşeye sıkıştırmış olacak.
Şöyle ki bu ülkeler ABD’nin yaptırım uyarısını dikkate alıp İran ile petrol ticaretini durdururlarsa daha yüksek fiyattan ABD ve Suudi Arabistan gibi müttefik ülkelerden petrol temin edecekler. Böylece üretim maliyetleri artarak küresel pazarda rekabet güçleri azalacağı beklenmektedir.
Diğer yandan söz konusu yaptırım kararını dikkate almazlarsa ticaret savaşları daha da kızışacak ve daha genişletilmiş ve derinleştirilmiş yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekler.
AMBARGO NEYİ KAPSIYOR?
ABD’nin 6 Ağustos’ta yürürlüğe koyacağı ambargolar arasında İran hükümetinin ABD Doları ile alışveriş yapmasının yasaklanması, altın ve değerli metal ticaretinin engellenmesi yer almakta. Grafit, alüminyum ve çeliğin yanı sıra kömür ve yazılım geliştirmeye yönelik ürünlerin de ithali yasaklanacak.
4 Kasım’da yürürlüğe koyulacak ambargolar arasında ise İran’la bağlantılı olan tüm petrol işlem ve hizmetleri duracak, İran’dan petrol temelli petrokimya türevi ürünlerin tamamının alımı yasaklanacak. Bu devrede yürürlüğe girecek ambargolardan bankacılık sektörü de etkileneceği öngörülmektedir. Söz konusu uyarıda İran Merkez Bankası ile tüm yabancı banka ve finans kuruluşları arasındaki işlemler duracak, ülkenin finans kuruluşlarına yönelik önem arz edecek küresel ekonomik haber akışı yasaklanacak ve İran’la ilgili tüm sigorta işlemleri durdurulacağı konuşulmaktadır.
TÜRKİYE BU KARARDAN NASIL ETKİLENECEK?
EPDK’nın verilerine göre Türkiye 2017 yılında 25,8 milyon tonluk ham petrol ithalatı gerçekleştirdi. İran’dan ithal ettiğimiz ham petrol ise 11,5 milyon ton olarak kayıtlara geçmiş. Yani petrol ithalatımızın yüzde 45’ini İran’dan karşılamaktayız.
Bu durumda söz konusu yaptırımlardan Türkiye’nin etkilenmeyeceğini söylemek doğru olmaz. Türkiye gibi enerji ithalatçısı ve küresel petrol fiyatlarından etkilenen bir ekonominin yaptırımlar karşısında bir sanatçı titizliğiyle politika üretmesi gerekmektedir. Enerji arz güvenliğinin ekonomik güvenlik açısından ne denli mühim olduğuna da bir kez daha tanık oluyoruz.
Dolayısıyla, İran’la sınır ticareti olan, yerli paralarla ticaretin konuşulduğu ve enerji bağımlılığı yüksek olan Türkiye’nin bu süreçte kendi çıkarlarını ön planda tutacağını da unutmamak lazım.