Ekonominin bel kemiği olan yatırımların desteklenmesi ve yatırımlarda artış sağlanması amacıyla oldukça titiz çalışmalar sonucu hazırlanan Proje Bazlı Teşvikler hayata geçiyor.
Bu teşvikleri miktar ve süre kapsamında değerlendirecek olursak, Proje Bazlı Teşviklerin mevcut teşvik sisteminden oldukça ileri bir seviyede olduğunu ve gıda, metalürji, enerji ve petrokimya gibi stratejik alanları hedeflediğini görebiliriz.
Yani bu teşvikler gerçekten olması gereken şekilde seçici olmuştur.
PROJE BAZLI TEŞVİKLER CARİ AÇIĞI AZALTACAK
Türkiye ekonomisi için Damokles’in kılıcı olan cari açığın üzerine gidildiği bu dönemde ihtiyaç duyulan en önemli şey cari açığın büyüme üzerindeki olumsuz etkilerinin minimuma indirilmesidir. Bunun için de öncelikle cari açığın azaltılması ve ekonomik büyümeden fedakârlık yapmadan ekonomik büyümenin odağa alınması gerekiyor.
Bu amaçla, Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Proje Bazlı Teşvik Sistemi ile Türkiye ekonomisinde cari açığı azaltarak ekonomik büyümeyi sürdürülebilir hale getiren ve ekonomide oldukça önemli bir yere sahip olacak olan 135 Milyar TL’lik dev yatırımın teşvik belgeleri sahiplerine dağıtıldı.
Tam da bu noktada devreye giren Proje Bazlı Teşvik Sistemi, ihracatı artıracak cari açığı azaltacak en önemlisi de özel sektör yatırımlarında ciddi bir canlanmayı getirecektir.
Hayata geçirilecek olan bu yatırımların ihracatta 6 milyar dolarlık bir artışa ithalatta ise 12 milyar dolar bir azalmaya sebep olacağı öngörülüyor. Yani bu teşvik sisteminin cari açığa 19 milyar dolar gibi bir katkısı olacak.
Böylece Türkiye ekonomisinin baş belası olan kredi notunu olumsuz etkileyen ve başta da döviz kurunda dalgalanmalara neden olan cari açığın tedricen azaltılması için önemli bir adım atılmış olacaktır.
BÖLGESEL KALKINMA DESTEKLENECEK
Proje Bazlı Teşvikler bir yandan ihracatı artırıp cari açığın azaltılmasına katkı sağlarken diğer yandan da ulusal kalkınmayı destekleyecektir. Örneğin Siirt ve Bingöl gibi illerde hayata geçirilecek olan bu yatırımlar istihdam artışına ve bölgesel gelir farklılıklarının azaltılmasına katkıda bulunacaktır.
Mesela SÜTAŞ’ın Bingöl’de gerçekleştireceği yatırım, hem bölgesel kalkınmayı destekleyecek hem de bölgeye yeni yatırımların gelmesi için önemli bir teşvik olacaktır.
Bu açıdan Proje Bazlı Teşvikler ile Türkiye’de bölgesel kalkınmanın desteklenmesi ve bölgeler arası gelişmişlik düzeyi farkının azaltılması adına oldukça somut bir adım atılmış olacaktır.
Devamında açıklanacak yeni paket ile farklı illerin de kapsama alınması, bölgenin kalkınmasını daha da hızlandıracaktır.
YÜKSEK TEKNOLOJİLİ ÜRÜN ÜRETİMİ HIZLANACAKTIR
Proje Bazlı Teşvikler sayesinde üretimde yüksek teknolojili ürün payının artırılmasıyla Türkiye’nin küresel ekonomiler arasında daha rekabetçi bir yapıya kavuşacağını söyleyebiliriz.
Türkiye nasıl son yıllarda orta yüksek teknolojili ürün üretiminde artış yakalayarak alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna geçiş sağladıysa bugün de ileri teknoloji ürün üretiminde sergileyeceği performansla yüksek gelirli ülkeler ligine çıkışın kapısını aralayacaktır.
TEŞVİKLERİN İZLENMESİ ELZEM
Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme hedeflerine ulaşması için öncelikle mevcutta uygulamaya konulan bu teşviklerin etki analizleri yapılması elzem. Hayata geçirilecek yeni teşviklerin ne olacağı, hangi illerde ve hangi stratejik alanlarda gerçekleşeceğine bu analizler doğrultusunda karar verilmelidir.
Ayrıca belirlenen stratejik alanlarda TÜBİTAK gibi kurumların da paydaş olarak Ar-Ge çalışmalarına katılması, Türkiye’nin bu stratejik alanlarda hızlı yol almasına önemli katkı sağlayacaktır.