Ekonomik görünümde, Türkiye ekonomisi başarılı bir sınav veriyor. Son açıklanan yüzde 5’lik ekonomik büyüme, başarının göstergesi. Ama bunun yanı sıra, yani ekonomik büyümeyle birlikte yeni istihdam alanlarına da ihtiyacımız var.
Bu ihtiyaca binaen, ilki 2014-2016 dönemini kapsayan Ulusal İstihdam Stratejisi hazırlanmıştı. Türkiye’de ilk defa hazırlanan bu strateji, Türkiye’nin yüksek gelirli ekonomiler arasında yer alması için üretim sürecini belirleyecek sektörleri ve bu sektörlerde verimliliği ve üretimi arttıracak eylemleri içeriyordu.
Resmi Gazete’de 7 Temmuz’da yayınlanan Ulusal İstihdam Stratejisi (2017-2019) Eylem Planları ise, ikinci stratejiyi oluşturuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Çalışma Genel Müdürlüğü koordinasyonunda hazırlanan stratejinin hazırlık süreci de ciddi ve titiz bir çalışmayla yürütüldü.Yaklaşık 200 akademisyen ve alanında uzman kişilerin katılımıyla 2 büyük çalıştay gerçekleştirildi.
Ulusal İstihdam Stratejisi (2017-2019) Eylem Planları’nın oluşturulmadan önce, sahadaki sorunların, çözüm önerilerinin ve beklentilerin, bu konuyla birebir ilgili olan uzmanlardan öğrenilmesi, stratejinin uygulanabilirliğini sağlayacak. Dolayısıyla, katılımın geniş bir yelpazede olması önemli.
ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİ’SİNİN KAPSAMINDA NE VAR?
Ulusal İstihdam Stratejisi (2017-2019) Eylem Planları, 4 politika ekseni ve 7 sektör üzerine inşa edildi. Bir önceki stratejideki eksen ve sektörlerin aynı şekilde devam etmesi, stratejinin bütünlüğünü ve sürdürülebilirliğini ortaya koyuyor.
Peki nedir bu politika eksenleri ve sektörler?
Eğitim-İstihdam İlişkisinin Güçlendirilmesi, İşgücü Piyasasında Güvence ve Esnekliğin Sağlanması, Özel Politika Gerektiren Grupların İstihdamının Arttırılması ve İstihdam-Sosyal Koruma İlişkisinin Güçlendirilmesi, temel 4 politika ekseni.
Eksenlere bakıldığında, ekonomik büyüme oranlarını arttırmak için üretim sürecinde yer alacak işgücünün toplumun tüm kesimlerini kapsaması hedeflendiği görülüyor. Yani, eğitim alan kişinin işsiz kalmasının önlenmesi, işgücü piyasasına girerken nitelik açısında yeterli olması, özellikle engelli, kadın, becerisi az olan dezavantajlı kişilerin üretim sürecine dahil edilmesi, sosyal koruma uygulamalarından faydalananlardan çalışabilecek durumda olanların istihdam edilmesi, temel motivasyon.
Bilişim, Finans, İnşaat, Sağlık, Tarım, Tekstil ve Hazır Giyim, Turizm ise stratejide yer alan sektörler. Bu sektörlerin seçilme sebebi ise, sektörlerin ekonomik büyümeyi arttırıcı potansiyele sahip olması ve sektörlerdeki istihdam esnekliği. Ayrıca, bilişim ve finans sektörlerinin, ülke ekonomisini bir üst gruba taşıyacak dinamo sektörlerden olduğunu da ifade etmeliyiz.
UİS, TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİNNE ANLAM İFADE EDİYOR?
UİS, ekonominin temel göstergelerinden birisi olan işsizliğe çözüm için bütüncül bir yol haritası belirliyor aslında. Her bir eksendeki ve sektördeki eylem planları uygulandığında, ciddi bir aşama kaydedilecektir, hem ekonomik üretimde, hem de işsizlik sorununda.
Stratejide öne çıkan eylemlerden eğitime erişimde özel gruplara yönelik çalışmaların arttırılması, esnek çalışanlara dair veri tabanı, gençlere yönelik verilen teşviklerin anlatılması, Ulusal Mesleki Bilgi Sistemi’nin revizyonu, çalışabilir durumda olan sosyal yardım yararlanıcılarının aktif işgücü programlarına yönlendirilmesi, toplumun farklı sosyo-ekonomik profiline sahip kesimlerinin üretim sürecinde yer alması bakımından kayda değer adımlar.
Sektörel bazda ise bilişim okuryazarlığının geliştirilmesi, finans sektöründe ulusal meslek standartlarının hazırlanması, inşaat sektöründe çalışanlar için eğitim ihtiyaç analizinin yapılması, sağlık sektöründe personel ihtiyaç analizi ve tarım sektöründe çalışan yabancıların kayıt altına alınması.
Ayrıca, mevsimlik tarım işçilerinin okul çağındaki çocuklarına yönelik yaz okulları uygulaması, tekstil ve hazır giyim sektöründe denetimlerin etkinliğinin arttırılması ve turizm sektöründe verilen işgücü yetiştirme kurslarının geliştirilmesi, öne çıkan tedbirlerden birkaçı sadece.
Ayrıca, UİS’de farklı sektör ve eksenler arasında kesişimini oluşturan tedbirler de bulunuyor. Yani eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi ekseniyle turizm sektöründe veya sağlık sektöründe personel ihtiyaç analizinin yapılması, hem eksenle hem de sektörle ilgili tedbir. Dolayısıyla, tedbirlerin kapsayıcılığı ve etki alanı geniş.
Önümüzde 3 yıllık bir zaman var, bu zaman diliminde eylemlerden sorumlu her kuruluş, adım adım bu eylemlerin uygulanması için ciddi bir çaba göstermeli.