24 Haziran seçimleri sonrasında bugün Türkiye’de yeni bir dönemin ilk günündeyiz. Yeni dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte yürütmenin yasamadan ayrılmasıyla hem bakanlıkların sayısında azalmaya gidilerek bu kurumların yeniden yapılandırıldığı hem de Cumhurbaşkanlığının kendi bünyesi içinde yeni bir yapılandırılmanın başındayız.
Bir taraftan bakanlıkların sayısı azaltılırken diğer taraftan Cumhurbaşkanlığı’nda adeta düşünce kuruluşu niteliği taşıyan yeni kurullarla Cumhurbaşkanı’na yeni politikalar için zengin bir mutfak oluşturulmuş durumda.
Aslında bu kurullarda ekonomiden hukuka, sağlıktan bilime, kültür sanattan dış politikaya kadar çok çeşitli alanlarda yeni stratejilerin geliştirilecek olması yönetimde uzun vadede istikrarı hedefleyen vizyon politikaların ortaya konulacağına işaret ediyor.
Akademi ve sektör temsilcilerinin yine bu kurullar vasıtasıyla yönetim sürecine bir şekilde dahil olacak olması yeni Türkiye’de politika yapım aşamasında ilgili tüm dinamiklerin harekete geçeceğini gösteriyor.
Peki ekonomiyle ile ilgi bakanlıklarda nasıl bir değişim oldu?
EKONOMİ İLE İLGİLİ YENİ BAKANLIKLAR
Yeni dönemde özellikle ekonomide önemli değişiklikler var. Geçmişte ekonomi ile ilgili bakanlıkların sayısının 6 olması hem sayı olarak fazla olması hem de birden fazla kurum ve her kurumun farklı bakanlıklara ilişkisi, koordinasyon konusunda problemlere neden oluyordu.
Mevcut durumda ekonomi ile ilgili 6 olan bakanlık sayısı 3 bakanlığa indirildi. Böylece ekonominin yönetiminde sadeleşme imkanı sağlandı.
Yeni dönemde üretim ile sanayi ve bunun planlanması “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı” ile ilişkilendirilmiş. Finans ile ilgili bakanlık daha doğrusu ekonomi bakanlığı da “Hazine ve Maliye Bakanlığı” olarak yapılandırıldı.
Geçmişte Ekonomi Bakanlığı olarak tanımlanan ama dış ticarete zaman ayıran bakanlığın “Ticaret Bakanlığı” olarak tanımlanması ve her bakanlığın yerinde ve olması gereken kurumlarla ilişkilendirilmesi ekonomi ile ilgili bakanlıkların ve kurumların Türkiye’nin önünü açmasına önemli ölçüde katkı yapacaktır.
Aslında en önemlisi de son dönemlerde ekonomiyi dışarıda oluşturulan şoklar kadar olumsuz etkilediği ifade edilen bürokrasinin, yatırım ve büyük projelerinin önünde en büyük engel olarak yer alması kurumların yeniden yapılandırma ihtiyacını elzem kılmıştı.
Dolayısıyla yeniden yapılandırma çalışmalarının odağına bu konunun alınıp çözüm odaklı sonuçlar geliştirilmesi, yeni dönemde yatırımcıların önünden bürokrasi engelini kaldıracak ve sürdürülebilir ekonomi politikalarının en büyük ivme kaynağı olacaktır.
Öte yandan “Ekonomi Politikalar Kurulu” ile yeni stratejiler geliştirilecek ve politika önerileri sunulacaktır. Ekonomi ile ilgili üst kurulların da özerk kalması önemli.
Ayrıca, Yatırım Ofisi ile dev yatırımlar desteklenerek Türkiye’nin cazibe merkezi haline gelmesi planlanmaktadır. Finans Ofisi ile de özellikle İstanbul’un dünya finans merkezi hale gelmesi konusunda son derece önemli bir role olan İstanbul Finans Merkezi Projesi’nin ilerletilmesi ve hayata geçirilmesi bekleniyor.
EKONOMİ İÇİN YENİ YOL HARİTASI
Seçim sonrasında üzerinde durulması gereken en önemli konuların başında ekonomi geliyor. Ekonomide bir taraftan kurumsal yapılandırmaya gidilirken diğer taraftan son dönemlerde ekonominin en ciddi konusu “kur hareketliliği” için de yeni bir sayfa açılması artık zorunlu hale geldi.
Bu sayfada hem temel sorunlarla kısa vadede mücadele için hem de uzun dönemde yapısal sorunlara çözüm için önerilerin olması hayati derecede önem taşıyor.
Şimdi tüm bu reformların hayata geçirileceği ve ekonomide yeni başarı hikayeleri için uygun zemin oluşturma çalışmalarının süratle devam ettiği bir dönemin başındayız.
Ekonomide başta da kişi başı gelirde patinaj yapılmaması için kurumlarda özellikle de ekonomi kurumlarında yeniden yapılanmanın önemli bir araç olduğu muhakkak.
Bakalım yeni dönem, ekonomide bizlere ne gibi yenilikler getirecek?