Hem Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçişi sağlayacak hem de 2023 ve sonrası için yol haritasını belirleyecek olan 24 Haziran seçimleri için hazırlanan seçim manifestosu Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dün AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi’nde açıklandı.
Aslında bu manifesto, AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından sonra Türkiye’nin yeni bir şahlanış dönemine gireceği sürecin başlangıcına işaret ediyor.
Erdem, İrade ve Cesareti temel alan bu manifesto, önümüzdeki günlerde açıklanacak seçim beyannamesinin çerçevesini, ruhunu ve felsefesini de belirleyecektir.
Ayrıca, bu manifestoda bir vizyon var. Bu vizyon Türkiye’yi bulunduğu coğrafyada ve küresel sistemde küresel bir aktör konumuna getirecektir. 24 Haziran’da hayata geçecek Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi de bu vizyonu gerçekleştirecek yol yani mekanizma olacaktır.
Dolayısıyla ekonomiden, hukuka, sosyal politikadan diplomasiye kadar birçok alanda güçlü Türkiye’nin gelecek vizyonunu belirleyecek bir manifesto var karşımızda.
SEÇİM MANİFESTOSUNDA EKONOMİYE DAİR NELER VAR?
Manifestoda bir taraftan Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarına yoğunlaşırken diğer taraftan yeni sistem sayesinde gerçekleşecek yeni kurumsal yapılanma ile Türkiye’nin bulunduğu orta gelir grubundan yüksek gelirli ekonomiler içerisinde yer alması için atılması gereken adımların hızlandırılması konusunda bir ahitleşme var. Yani Türkiye’nin sınıf değiştirme konusunda daha somut adımlar öne çıkıyor.
Bu kapsamda Türkiye ekonomisinin büyümesi için gerekli olan enerjinin yerli ve milli kaynaklarla sağlanacak olması dolayısıyla enerjide dışarıya bağımlılığı azaltmak için başlayan sürecin devamlılığı vurgulanan hususlar arasındaydı.
İhracattaki artış, ihracat içindeki yüksek teknolojili ürünlerin payının artırılması ve üretilen ürünlerdeki yerlilik payının artırılması özellikle de yerli otomobilin üretimi yine dikkat çeken konular arasında yer alıyor.
Yatırımların artırılması, bölgeler arasında gelir farklılıklarının azaltılması ve tüm bölgelerin ekonomiye katkı yapmaları ve verilen destek ve teşviklerin daha etkin olması için bu teşvik ve desteklerin bölgesel ve sektörel olarak öne çıkarılması bu konuda yeni bir yapılanmanın da habercisi.
Türkiye’nin artık stratejik alanları desteklemesi ve bu alanlara teşvik vermesi önümüzdeki dönemde olmazsa olmazlardan olacak.
Halen ekonomik sorunların başında gelen yüksek faizler, enflasyon ve cari açık sorunun artık sorun olmaktan çıkarılması konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü vurgusu bu hususlarda yeni yol haritasının olacağını gösteriyor. Bu tedbirler Türkiye ekonomisi için dışarıdan oluşturulan şoklara karşı direncini artıracak, kredi derecelendirme kuruluşlarının manipülasyon yapması engellenmiş olacak ve Türkiye yatırım yapılacak önemli bir istikrar adası olacaktır.
Türkiye, bulunduğu coğrafyanın kendisine verdiği avantajı kullanarak ulaştırmada, finansta, ticarette ve enerjide merkez ülke olması için başlattığı büyük yatırımları tamamlanması ve yeni yatırımları gerçekleştirmesi Türkiye’nin gelecek vizyonu için gerekli olan hususlar olarak öne çıktı.
Ülkede potansiyeli olan ve son dönemlerde de stratejik önemi gittikçe artan başta tarım ve hayvancılık sektörüne özel önem verilmesi bu sektörlerde Türkiye’nin daha etkin hale geleceğini gösteriyor.
Öte yandan ülkede ortaya çıkan milli gelirin artırılmasının yanında milli gelirin dağıtımı, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve ekonomik büyümede kapsayıcılığın öne çıktığını görüyoruz.
Bu alanlardaki iyileşme ve bu iyileştirmelerin ahitleşme ile dile getirilmesi Türkiye’ye ekonomide hedeflediği küresel güç olma konusunda önemli bir yol aldırmış olacaktır.
En önemlisi de bu manifesto, hem 2023 hedeflerinin somutlaştığı hem de Erdem, İrade ve Cesaretle 2053 ve 2071 hedeflerinin yeni yol haritası olacaktır.