Bugün AK Parti’nin 16. kuruluş yıl dönümü. 2001 yılında kurulan AK Parti, kuruluşundan 1 yıl sonra iktidara geldi. Üstelik 90’lı yıllardaki istikrarsız ve kısa ömürlü koalisyon dönemine son vererek.
3 Kasım 2002’de başlayan AK Parti iktidarına en başta verilen destek, geçen 16 yıl içerisinde artarak devam etti. En başta, yani 3 Kasım genel seçimlerinde AK Parti’ye ve aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duyulan güven yansımıştı seçim sonuçlarına. Bu güvenin boşa çıkmaması ise, AK Parti dönemi Türkiye’sindeki değişim ve dönüşümle somutlaştı.
Türkiye, 16 yılda siyasi, ekonomi ve sosyal alanlarda üzerindeki ölü toprağını atmakla kalmadı, yenilenme ve ilerleme motivasyonuyla kayda değer bir yol kat etti. Ekonomi de bu alanlardan birisi.
2002 yılında Türkiye’nin ekonomide içinde bulunduğu darboğaz, gelir adaletsizlikleri, alt ve orta gelir grubundakilerin eğitim, sağlık, ulaşım gibi hizmetlerden adil olarak faydalanamaması, ekonomik krizlerin yükünün bu kesimlere yüklenmesi, AK Parti’ye tek başına iktidar olma kapısını açtı. Ancak AK Parti, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, ona duyulan güveni boşa çıkarmadı ve bu alanlarda gerçekleştirdikleriyle arkasındaki destek her geçen gün arttı.
Kişi başı gelir, kredi notu, sosyal harcamalar, gelir dağılımı, sosyal politikalar, gelecek beklentileri, ülkenin bulunduğu coğrafi konumun avantaja dönüştürülmesi, enerji ve finans projeleri ekonominin yıldızının parladığı alanlardan sadece bir kısmı.
PEKİ 15 YILLIK AK PARTİ İKTİDARINDA NELER OLDU?
2001 yılında 3 492 dolar olan kişi başı gelir, 10 807 Dolar’a yükseldi.2002 yılında alt orta gelir grubunda olan Türkiye, orta gelir grubunun üst dilimine çıktı ve sınırı kişi başı gelirin 12 235 Dolar olan yüksek gelirli ekonomiler içerisine girmesine çok az kaldı.
Türkiye ekonomisi 15 yıllık dönemde ortalama yüzde 4,7 oranında büyüdü. 2002 yılından 2016 yılına kadar yalnızca 2009 yılında, küresel ekonomik kriz dolayısıyla ekonomide daralma yaşandı.
2001 yılında faiz ödemelerinin GSYH içindeki payı yüzde 15 iken bugün bu oran yüzde 3’ün altına düştü. Bu dönemde gerçekleşen mali disiplin, harcama azaltıcı politikalar ve büyük çapta yapılan özelleştirmeler, kamu maliyesindeki olumlu görünüme katkı sağladı.
Güçlü kamu maliyesi sayesinde Türkiye, AB ülkelerinde devam eden borç krizinin olumsuz etkilerini bertaraf ederken, ekonomi politikalarının uygulamasında da geniş manevra alanı buldu. AK Parti öncesi kamu maliyesinin kötü durumu nasıl ekonomi krize sebep olmuşsa, AK Parti ile kamu maliyesinin iyileşmesi ise ekonomi için önemli çıpalardan birisi haline geldi.
IMF ve benzeri uluslararası kurum ve kuruluşlara olan bağımlılık azaldı, hatta geçmişte ekonomiyi yöneten bu kurumları kimse hatırlamıyor artık.
Türkiye’de sosyal yardım sisteminin kapsamı ve içeriği giderek genişledi. AK Parti hükümetleri sosyal politika alanında önemli iyileştirmeler ve tarihin en büyük kaynak aktarımını gerçekleştirdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kurulması, AK Parti hükümetlerinin sosyal yardımlara ve hizmetlere ne kadar önem verdiğinin de bir göstergesidir.
Enerji ise, Türkiye’nin ilk kez coğrafi konumunu avantaja çevirdiği stratejik bir alan. Doğal gaz projeleri, yenilenebilir enerjide atılan adımlar, Türkiye’nin hem enerji bağımlılığının azaltmada hem de bölgede enerjide ticaret merkezi olma sürecinde önemli bir aşama kaydetmesini sağladı.
Nisan ayındaki referandum ise, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’yle birlikte ekonomideki çok başlılığın ortadan kaldırılması için bir başlangıç. Yıllarca ülke ekonomisinde kriz çıkarmak isteyenlerin rahatça hareket ettikleri manevra alanı bu şekilde daraldı.
16. YILINDA YENİLENMİŞ AK PARTİ’NİN HEDEFİ
Önümüzde yeni bir dönem var. Bu yeni dönemde ekonomik güç dengesinin bizim gibi gelişmekte olan ülkelere yöneliyor. AK Parti’ye, Türkiye’nin hem bulunduğu bölgede ekonomik gücünü arttırmak hem de ülkedeki iyileşmelerin deva etmesi için büyük sorumluluk düşüyor.
Ekonomideki sorun alanları da ihtiyaçlar da net. Kişi başı gelirdeki patinaj, ekonomik üretimin yapısı, Ar-Ge, cari açık, enerjide dışarıya bağımlılık, tasarruflar ve istihdam alanları. Tüm bu saydıklarımızın karşılığı ise, yeni bir ekonomi hikâyesi paradigması.
Yeni bir hikâyenin yazılması için, bir önceki dönemdeki başarıların üstüne çıkılabilmesi için AK Parti’nin 16. yılındaki hedeflerini buna göre belirlemesi gerekiyor. Dinamik, heyecanı yüksek ve bu dönemin şartlarına uyum sağlayabilecek bir anlayış, Türkiye’yi hedeflerine beklenenden kısa sürede taşıyacak.