30 Mart yerel seçimlerine doğru giderken, ülkemizin içerisinde bulunduğu politik sıkıntılar ve ekonomik savaş yoğunluğundan olsa gerek ki, sıra dışı bir durgunluk ve adeta fırtına öncesi bir sessizlik yaşamaktayız.
Tabi bu sessizliğin temelinde her ne kadar ulusal ve uluslararası sorunlarımız yatıyor gibi gözükse de, şehir özelinde en önemli sebebin yerel yönetimlerin sergilediği tavırlar olduğu herkes tarafından bilinen ve yetkililer tarafından adeta görmezden gelinerek orta yerde sahipsiz bırakılan bir günah olduğu da su götürmez bir gerçek olarak karşımızda durmakta.
Vatandaş kırgın, kızgın ve gergin. Bu gerginliklerini ise adeta sessizlikle örtüyorlar. Zaman zaman fevri haykırışlar olsada, olası tehditleri göz önünde bulundurarak derin bir iç çekiş ile düşüncelerini sessizlikle boğuyor.
Biz bu manzaraya defalarca şahit olduk. Ve her şahadetimizden sonra yaşananlar bize gösterdi ki;
Vatandaş elindeki tek silahı olan oy hakkını kullanarak, her seçimde hedefi tam isabetle vurmayı başarıyor. Şimdiye kadar hiç sektirmedi. Şimdi de aynı atışı yapabilme heyecanı, hırsı ve biraz da sabırsızlığı ile 30 Mart seçimlerini beklemeye koyulmuş durumda.
Vatandaş kanadında bunlar yaşanırken, siyasi partiler kanadında ise bu durum kavgalar ve polemikler ile devam etmekte. Zira tüm siyasi partiler, yapacakları hataların neye mal olacağının farkında. Bu yüzden ülke genelinde yapılanların yanı sıra şehir ve hatta ilçe özelinde gerçekleştirdiği anketlerine hız kesmeden devam etmekte.
Meclisteki tüm partiler anket sonuçlarına göre pozisyon belirlemeye çalışırken, özellikle büyükşehir belediye başkanlıkları için doğru isimler arayışı içerisindeler.
Erzurum özelinde ise ilçelerde yaşanan hareketlilik, Büyükşehir Aday Adaylıklarına yansımamış gibi gözüküyor. Zira tüm siyasi partilerde ilçelerdeki başvurular 10’u aşmış iken Büyükşehir Belediye Başkanlığı Aday Adayı başvuruları bildiğimiz kadarı ile bir kaç kişi den ibaret.
MHP’nin erken adım atması ve halk tarafından sevilen bir isim olan Prof. Dr. Serdar Sevimli’yi aday göstermesi ardından, AK Parti Genel Merkezinde yaşanan ‘Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’ mesaisi daha da önemli bir hal aldı. Zira MHP’nin açıkladığı isim, şehir genelinde tanınan ve sevilen bir isim.
Bununla birlikte, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin ve hatta HDP’nin adaylarını henüz açıklamamış veya seçime ortak aday ile gidip gitmeme konusunda bir fikre varmamış olması AK Parti cephesinin Aday seçimini daha da önemli kılıyor. Zira son üç seçimde yaşanan oy kayıp oranları ve vatandaşların yerel yönetimlere karşı sergilediği tepkiler değerlendirildiğinde, bu seçimin AK Parti açısından bile öyle çantada keklik olmayacağı açıkca görülmekte.
Ve şurası bir gerçek ki; AK Parti, başta Büyükşehir olmak üzere hemen hemen tüm ilçelerde mevcut başkanlar ile yola devam etmesi halinde, Erzurum özelinde ciddi bir kayıp yaşama riski ile karşı karşıya durmakta!
Peki, AK Parti için çözüm yolu veya yeniden yükselişe geçebilmenin yolu denir?
Öncelikle tüm belediye başkanlığı adaylıklarında AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın belirlediği kriterlere tam sadık kalınmalı. Zira mevcut Başkanların bir kısmı değil vatandaşlar, kendi teşkilatları ile bile ciddi sorunlar yaşamakta. Bu önemli sorunun, teşkilatçılığı özümsemiş, partiye emeği geçmiş, şehir ve hatta ülkesi için emek harcayarak kazanım sağlamış isimlerin ön planda tutularak aşılabileceğini düşünüyorum.
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için ise, bu kriterleri daha net ön plana çıkarabiliriz.
Öncelikle yazımızın başlığından da anlaşılacağı üzere AK Parti, Erzurum’daki en güçlü rakibi olarak görülen MHP Adayı Prof. Dr. Serdar Sevimli’den daha sevimli bir aday ile yola çıkmak zorunda!
Böyle bir makam için;
AK Parti Genel Merkezi’nin öncelikle Erzurum Büyükşehir Belediyesinde yaşananlar, yapılanlar, söylenenler ve karşılaşılan sorunlara dair detaylı bir araştırma yaparak olası sorunları değerlendirmesi ve yine ortaya çıkabilecek sorunların çözümüne dair doğru isimler belirlemesi elzemdir.
Bir yandan iç işleyiş ile ilgili araştırma yaparken, öte yandan vatandaşların samimi ortamlarda dinlenmesi, sorun ve sıkıntılarına kulak verilmesi ve aynı zamanda gönüllerdeki isimlerin dillere yansıdığı anların adeta kaydının yapılması gerekmektedir.
Bu söylediklerimi öylece üstün körü değil, hakikaten samimi 10 veya 15 kişiden oluşan bir ekibin en fazla 10 günde yapabileceği de herkesçe kabul görecek bir gerçektir.
Zira yapılan hatalara ve vatandaşların tepkisine rağmen inatlaşılan bir seçimden kimsenin kazanarak çıkamadığına defalarca şahit olunmuştur.
Şöyle bir baktığımızda, 24 Haziran seçimlerinde MHP ve AK Parti ittifakı ardından özellikle yerel yönetimlere gösterilen tepkiler neticesinde AK Parti’nin Erzurum’daki oy oranının %54,8 ile 2002 seçim neticesi olan %54,67 oy oranına kadar düştüğünü ve kritik eşiğe dayandığını en kör teşkilatçı bile hemencecik görebilir!
Tüm bunlar bizlere gösteriyor ki;
MHP’nin hemen her kesimden pozitif tepki alan, Kamil Aydın’gibi siyasi bir tecrübenin klavuzluğu ve 24 Haziran seçimleri ardından özgüven tazelemiş bir teşkilatla yola çıkan Prof. Dr. Serdar Sevimli’ye karşı, AK Parti’nin mevcut Başkan ile yola devam etmesi demek; Erzurum özelinde ciddi bir hezeyan ve kayıpla karşılaşma riskini gözardı etmesi demektir!
Bu yüzden olası karşı ittifakın atacağı adımlar da göz önünde bulundurulduğunda, AK Parti’nin tüm ilçelerde ve özellikle Büyükşehir Belediye Başkan Adayı seçiminde adeta kılı kırk yararak adım atması gerektiğini düşünenlerdenim.
Nihai olarak AK Parti, Erzurum özelinde eski gücüne kavuşarak bir seçim kazanmayı hedefliyor ise;
- Partiyi ve teşkilatçılığı özümsemiş,
- Partisine uzun yıllardır hizmet ederek ‘Adalet ve Kalkınmanın’ önemini algılamış,
- Vatandaşlar tarafından sevilen, kabul görebilecek, mütevazı ve ılımlı,
- Şehir ve ülkesi için önemli katkılar sunmuş,
- Tüm bunları yaparken süreç içerisinde hiçbir şekil yıpranmamış veya çizgisini bozmamış,
- Erzurum Büyükşehir Belediyesinin ekonomik sıkıntılarına çözüm üretebilecek!
- Tüm siyasi kesimlerden olumlu tepki ve hatta oy alabilecek,
- Ve yönetim ekibini tabi ki Erzurum siyaseti ve bürokratları ile oluşturarak sahaya çıkabilecek bir isme ihtiyaç duymakta.
İçinizden, ‘Nerde böyle adam var kardeşim’ diye düşünenler ve bu şartları okurken bana sesli gülenler bile olabilir. Ancak sizler de biraz düşününce bu özelliklere haiz insanları bir bir hatırlayabilirsiniz.
Öte yandan tüm bu özelliklere haiz isimlerin sayısı pek fazla olmamakla birlikte, aynı isimlerin siyasi ve bürokratik alanda ‘Görev İstenilmez, Verilir’ düsturunu hayatlarında esas almaları, olayı içerisinden çıkılmaz hale de sokabilir.
Zira, siyasi kavga, çekişme ve ‘Ben Olamalıyım’ çabası ile olası rakiplerine türlü saldırılarda bulunan isimlerin varlığı, gerçekten bu makamı hak eden ve şehrimiz özelinde AK Parti’nin çıkışını sağlayacak isimlerin önünü perdeleyebilir.
İşte tam burada, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan ve AK Parti Genel Merkezi’nin bu perdeyi aşarak doğru ismi görevlendirmesi ön plana çıkmakta.
Umarım, Sayın Başkan ve AK Parti Genel Merkezinde bulunan seçim komitesi, tüm bu şartları göz önünde bulundurarak bir adım atar ve doğru isimler ile vatandaşın karşısına çıkmayı başarabilir.
Aksi durumda, Erzurum özelinde seçim kazanılsa bile ciddi bir kayıp ile karşılaşılması söz konusu.
Bundan sonrası için diyebileceğimiz tek şey kalıyor;
‘Mevla’m görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.’
ak partiye bu sefer sarı kart gösterecegiz
Tebrikler çok güzel bir yorum.. hakikatler acı oluyor..