Türkiye 2017'de hem terörle mücadele etti hem de buna karşı çıkan güçlerle Amerika, Almanya başta olmak üzere birçok ülke FETÖ ve PKK teröristlerine kol kanat gerdi. Aynı çete 16 Nisan referandumunda da Türkiye'nin karşısına dikildi. Tüm engellemelere rağmen Türkiye; Suriye, Irak, Filistin ve Körfez politikalarından ödün vermedi.
Taha Dağlı, sabah.com.tr'nin geride bıraktığımız yıl Türkiye'ye yönelik tehditlerle Türkiye'nin bunlarla nasıl mücadele ettiğiyle ilgili soruları yanıtladı.
TÜRKİYE 2017'DE TERÖRLE MÜCADELEDE NELER YAPTI?
2017'ye terör saldırılarıyla girmiştik. 15 Temmuz darbe girişiminin etkileri de hala sıcaktı. DEAŞ, PKK, PYD ve FETÖ tüm bu terör örgütlerinin Türkiye'ye yönelik saldırı ve tehditleri vardı. 2017'de hepsiyle bir bir mücadele edildi. Ve bu mücadeleden ödün verilmedi.
HANGİ ENGELLEMELERLE KARŞILAŞILDI?
Türkiye FETÖ ve PKK ile mücadele ederken, AB 2016'dan beri Türkiye'ye yönelttiği "terörle mücadelede reform yapın" tehditlerini arttırdı.
Türkiye'ye "terör örgütlerinin üzerine bu kadar fazla üstüne gitmeyin" diye ayar çekmeye çalıştı. Bunun karşılığında da Türkiye'yi AB dışında bırakmakla tehdit ettiler.
ABD TERÖR ÖRGÜTLERİ KONUSUNDA NELER YAPTI?
AB'nin tavrı netti, terörle mücadelede frene basmamızı istediler, yapmazsak tehdit ettiler. Yaptık ama tehditlerinin içinin boş çıktığını gördük.
ABD de aynı tehdidi savurdu. Biz PKK ile mücadele ettikçe onlar da Suriye'de PKK uzantısı PYD teröristlerini
silahlandırdı. Suriye'de kuzeyde sınırımız boyunca bir terör devleti kurulması için her şeyi yaptı.
TÜRKİYE ABD'NİN TEHDİTLERİNE NASIL KARŞILIK VERDİ?
ABD Suriye'de üzerimize PKK-PYD terör örgütü ile gelirken Türkiye'nin yanıtı Suriye politikasından ödün vermemek oldu. Bu iradeyle İdlib operasyonuna gidildi. ABD'nin PYD teröristlerine verdiği desteğe karşı Türk askeri İdlib'e girdi. PYD teröristlerinin kanton birleştirme projesi 2016'daki Fırat Kalkanı harekatıyla durdurulmuştu, alternatif planları ise 2017'deki İdlib operasyonuyla sekteye uğratıldı. PYD teröristlerinin Afrin'den çıkmasının önüne geçildi hatta Afrin'e yönelik yeni bir operasyonun da sinyalleri verildi.
BATI 16 NİSAN'DA NELER YAPTI?
Türkiye sivil bir anayasaya geçecek diye özellikle Avrupa ülkeleri top yekun Türkiye'ye saldırdı. Şubat-Mart-Nisan aylarında başta Almanya ve Hollanda olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde hayır propagandaları yapıldı.
Almanya medyası, devlet televizyonu bile Türkiye'deki referandumda hayır çıksın diye yayın yaptı. Türk bakanlar engellendi, sansüre uğradı. Hollanda, Aile Bakanının başkonsolosluğumuza girişine izin vermedi. Buna tepki gösteren vatandaşlarımıza at ve köpeklerle saldırdı.
AVRUPA-PKK İLİŞKİSİ NE BOYUTTAYDI?
2017 boyunca Avrupa'da başta Almanya olmak üzere bir çok ülkede PKK teröristlerinin sokakta propaganda yapmasına izin verildi. PKK AB'nin terör örgütü listesinde olmasına rağmen teröristler Avrupa şehirlerinde gövde gösterileri yaptı. 16 Nisan referandumunda AGİT ve Avrupa Konseyi PKK sözcülüğü yapan milletvekillerini gözlemci olarak Türkiye'ye gönderdi. Sandıktan evet çıkınca referandum hakkında olumsuz rapor verildi. Türkiye bu tehditleri boyun eğmedi, o raporları yazan vekillerin çoğunun PKK terör örgütüyle bağı ortaya çıktı.
TÜRKİYE ALMANYA'NIN TERÖR DESTEĞİNE NE YANIT VERDİ?
Avrupa'da en çok Almanya Türkiye'ye yönelik terör örgütlerini destekleme konusunda başrol oynadı. 16 Nisan referandumundan sonra da Eylül ayındaki kendi seçimlerinde Türkiye düşmanlığını hat safhaya çıkardılar. Türkiye bunlara pabuç bırakmadı. Terör destekçisi Alman milletvekillerinin İncirlik'e girişine izin verilmedi, Almanlar İncirlik'i terk etmek zorunda kaldı.
KÖRFEZ ÜLKELERİNDEKİ KRİZDE TÜRKİYE NEREDE DURDU?
Haziran ayında Katar'a ambargo, Kasım ayında Lübnan krizi vardı. Türkiye özellikle Katar krizinde hedefti. Ancak Türkiye bu tuzağa düşmedi, hem Katar'a destek oldu hem de Suudi Arabistan'la ilişkisini bozmadı.
BARZANİ'NİN YASA DIŞI REFERANDUMUNDA TÜRKİYE'NİN TAVRI?
Eylül sonunda bu kez Kuzey Irak'ta referandum krizi patlak verdi. Türkiye Barzani'yi uyardı ancak Barzani dinlemedi ve yasa dışı referandumun bedelini ödemek zorunda kaldı.
O krizde Türkiye, çok akıllı bir siyaset uyguladı, Kuzey Irak'ın da bağlı olduğu Bağdat merkezi hükümetini dikkate alarak, Irak'la ilişkilerini güçlendirdi.
ÇALKANTILI SÜREÇTE TÜRKİYE'NİN ORTADOĞU'DAKİ POZİSYONU?
Türkiye hem Katar, hem Lübnan, hem Irak krizlerinde birleştirici unsur olmaya çalıştı. Ortada Müslüman ülkelere yönelik ciddi tehditler varken bu tehlikeleri gördü ve Katar'a asker göndermek gibi yerinde müdahalelerle krizlerin büyümesini engelledi. Arakan'daki insanlık dramında da Türkiye en etkin politikayı uyguladı. Son olarak bunu Kudüs meselesinde yaptı. ABD'nin Kudüs'ü yasa dışı şekilde İsrail başkenti ilan etmesine karşı Türkiye ortaya uluslararası bir Kudüs politikası koydu, bu çerçevede tüm Müslüman ülkeleri Kudüs çatısı altında toplamaya gayret etti, çoğunu da topladı.
Türkiye bu hareketle hem krizlerin önüne geçti, hem de Müslüman dünyasındaki etki alanını büyüttü.
ABD'NİN VİZE VE HALKBANK SALDIRILARI BOŞA MI ÇIKTI?
ABD FETÖ ve PKK'ya desteğin yanı sıra Türkiye'ye vize kısıtlaması ve Halkbank davasıyla da operasyon çekmeye kalktı. Her ikisinde de hiçbir sonuç alamadı. Vize konusunda geri adım atmak zorunda kaldı. Halkbank'a yönelik operasyonda ise ABD'nin FETÖ ile nasıl kirli bir ittifak içerisinde olduğu bir kez daha kanıtlandı.